İnsan sorumluluk sahibi bir canlıdır. Sorumlulukları yerine getirmek, bilinçli ve dikkatli olmayı gerektirir. Dikkatsizlik ve odaklanma problemi ise derin düşünme becerimizi köreltir. Son zamanlarda şehirleşmenin artmasıyla beraber odaklanma ve derin düşünme becerilerinde gerileme meydana gelmiştir. Peki bu becerilerimizin gerilemesini nasıl önleyeceğiz? Cevap kısa ve net: Otopilottan modundan çıkarak!
BEYNİN OTOPİLOT MODU
Varsayılan mod ağı olarak da bilinen beynin otopilot modu, bilinçdışı zihnin hızlı, otomatik ve kontrol edilemeyen çalışmalarını ifade eder. Bilgileri otomatik ve hızlı bir şekilde işleyerek dünyada sorunsuz bir şekilde çalışmamızı sağlar ve görevleri fazla düşünmeden yerine getirmemize olanak tanır. Bu otopilot işlevi, alışkanlıklar oluşturmaktan ve daha önemli görevler için enerji tasarrufu yapmaktan sorumludur. Her ne kadar otopilot modu enerji tasarrufu sağlasa da bu modda niyetlilik ve farkındalık geri planda kaldığından dolayı, otopilot modumuzun bilincinde olmak ve gerektiğinde kontrolü geri almak için bilinçli değerlendirmeler yapmak önemlidir. (“Your autopilot mode is real – now we know how the brain does it” Jessica Hamzelou (2017) https://www.newscientist.com/article/2151137-your-autopilot-mode-is-real-now-we-know-how-the-brain-does-it/)
OTOPİLOTTAN ÇIKIŞ: BİLİNÇLİ MOD
Otopilot modu konforlu bir hal olduğundan dolayı, “Hadi çıkalım bu moddan!” deyince çıkmak mümkün olmayabilir. İlk adımda motivasyona ve hangi yollarla bunu yapabileceğimizi öğrenmeye ihtiyacımız var. Bunun için öncelikle yaşam amacımızı, değerlerimizi, hedeflerimizi ve ihtiyaçlarımızı gözden geçirmek gerekir. Kendimize sorabiliriz: “Yaşam amacım nedir, şu an içinde bulunduğum hal beni bu amaca yaklaştırıyor mu uzaklaştırıyor mu?” Bunun yanı sıra insan biyopsikososyal bir varlıktır. Dolayısıyla daha dengeli, amaç, değer ve hedeflerimize yönlendirecek bir hayat için her alandaki ihtiyaçlarımızı gözetmek birey olarak bir sorumluluğumuzdur. Aksi halde bedensel, psikolojik, ilişkisel ve dini/manevi alanda sorunlar yaşamamız kaçınılmaz olur. Bu sebeple bir günümüzü nasıl geçirdiğimiz, ihtiyaçlarımız ve hedeflerimizle ne kadar bağlantıda olduğumuzun bilincinde olmamız önemlidir. Bunun için aşağıda otopilot modundan çıkmamıza yardımcı olacak birkaç yöntemden bahsedeceğim. (How to Stop Operating on Autopilot — Top 10 Steps to Take Now Operational Advancement (2021) https://www.scphealth.com/blog/how-to-stop-operating-on-autopilot-top-10-steps-to-take-now/)
- Farkındalık pratiği yapmak: Dikkatinizi şimdiki ana odaklayın ve geçmiş veya gelecekle ilgili düşüncelerde kaybolmaktan kaçının. Müslümanlar için ibadetler, özellikle günde beş vakit namaz, farkındalığımızı artıracağımız anlardan biri olabilir. Namaz, zikir, dua vb. ibadetlerimizi yaparken bir anlığına durup ne yaptığımızı fark edelim, bir an önce bitireyim düşüncesinden ziyade bunun Allah ile bir buluşma olduğunu ve bu yirmi dakikayı buraya ayırdığımızı kendimize hatırlatalım.
- Dikkat dağıtıcı unsurların farkında olun: Zihninizin dağılmaya başladığını fark edin ve dikkatinizi nazikçe tekrar elinizdeki göreve getirin. Bazen bir düşünce, bazen bir mesaj, bazen bir yemek dikkatimizi kendisine çekebilir. Böyle durumlarda hazzı ertelemek ve elimizdeki işe devam etmek otopilot modundan çıkmamıza yardımcı olur.
- Mola verin: Düzenli molalar vermek de gün boyunca enerji toplamamıza ve odaklanmamızı korumamıza yardımcı olabilir.
- Susuz kalmayın: Dehidrasyon bilişsel işlevleri olumsuz yönde etkiler, bu nedenle gün boyunca yeterince su içtiğinizden emin olun.
- Planlama Yapın: Açık hedeflere sahip olmak, odaklanmanıza ve otomatik pilot modunda kaybolmanızı önlemenize yardımcı olur. Bunun için günlük, haftalık, aylık, yıllık planlarımızın/niyetlerimizin olması gerekir. Niyetlerimizi/planlarımızı belirlerken de görevlerimizin yanı sıra bedensel, psikolojik, sosyal ve manevi ihtiyaçlarımızı da göz ardı etmemeliyiz.
Planlama yaparken dikkat edilmesi gereken bir husus mükemmeliyetçilik/hırsın tuzağına düşmemektir. “Daha fazlasını istiyorum” arzusu, ulaşılamayan hedefleri ve beraberinde ümitsizliği getirir. Böyle bir tuzağa düştüğümüzü fark ettiğimizde inanç referanslarımızı hatırlayabiliriz: “Allah izin verirse” demeden, hiçbir şey için “Şu işi yarın yapacağım” deme! Unuttuğun takdirde Rabbini an ve “Umarım Rabbim bana, doğruya bundan daha yakın yolu gösterir” de.” (Kehf Suresi, 23-24)
Bizim için takdir edilmemiş bir şeyin vuku bulması imkânsızdır. Bunu sık sık kendimize hatırlatmak gayret-teslimiyet arasındaki dengeyi bulmamıza yardımcı olur. Bilinçli ve derin düşünerek yaptığımız eylemler için sık sık şükretmeyi de aklımızdan çıkarmamak gerekir. Çünkü manevi ve psikolojik doyuma ulaşmanın anahtarı şükretmekten geçer.
Bu becerileri düzenli uygulamaya çalışmak, yapamadığımızda vazgeçmeyip kaldığımız yerden devam etmekle zaman içinde daha bilinçli davranabilir ve psikolojik iyi oluşumuzu artırabiliriz. Ancak tüm bu psikolojik faydanın yanı sıra otopilottan çıkma becerisi inanan bir insan için ihsan şuurunu kazanmaya vesile olması yönüyle de değerlidir. Zira Allah’ın bizi her an gördüğü bilincine erişmenin yolu otopilottan çıkmayı öğrenmekten geçiyor gibi görünüyor.