Pazar, Mayıs 18, 2025

Osmanlı’da Ramazan Âdetleri

Zehra Akkuzu

Paylaş

OSMANLI TOPLUMU

Osmanlı toplumu, İslâm dininin temel ilkeleri doğrultusunda şekillenen, İslâm medeniyet ve kültürünün her katmanına yansıdığı ve nüfuz ettiği bir toplumdur. İslâmiyet, Osmanlılarda devletle toplumu kaynaştıran temel değerlerden biri olmuştur. Devletin takip ettiği denge siyaseti sayesinde din ve mezhep farklılıkları toplumsal bir çatışma sebebi olmaktan çıkarılmış ve birlikte yaşamak için bir zemin oluşturulmaya çalışılmıştır.1 Osmanlı toplumu dinî açıdan hoşgörü politikasını benimseyen bir devlet olmuştur. Buna ilaveten devlet, şeriat kuralları çerçevesinde dinî vecibelerin yaşanması noktasında teşvikte bulunmuştur. Bu yazımızda Ramazan aylarında Osmanlı toplumunda gerçekleştirilen âdet ve gelenekler ele alınarak genel bir çerçeve çizilecektir.

OSMANLI’DA RAMAZAN

On bir ayın sultanı olan Ramazan ayı, dünya Müslümanları tarafından her zaman ve her dönemde büyük bir heyecan ve iştiyakla karşılanmıştır. En uzun ömürlü devlet olarak bilinen Osmanlı Devleti’nde de Ramazan ayının her zaman özel bir yeri olmuştur. Osmanlı döneminde Ramazan ayının başlangıcını tespit vazifesi kadılara düşüyordu. Kadılar hilali gözlemliyor, hilalin görülmesi ile Ramazan’ın başlangıcı ilan ediliyordu. Hatta Ramazan’ı müjdeleyen hilali görüp bildirenlere 150’şer kuruş bahşiş veriliyordu.

Devlet adamlarından halka kadar bütün kademelerdeki Müslüman Osmanlı vatandaşları, Ramazan ayında hem evlerinin hem de kalplerinin kapılarını sonuna kadar açıyorlardı. Sınıf eşitsizliğinin ortadan kalktığı Ramazan ayında varlıklı olanlar ihtiyaç sahibi kimselere kimliklerini belli etmeden yardım etmeye çalışıyorlardı. Bu yardımları ya evlerine davet edip iftar yedirerek veya bir mahalle bakkalına, manavına gidip rastgele bir şekilde birinin borçlarını sildirerek yapıyorlardı. Bu konuları Osmanlı’da Ramazan âdetleri ve gelenekleri başlığında özet bir şekilde aktaracağız.

OSMANLI’DA RAMAZAN ÂDETLERİ VE GELENEKLERİ

Ramazan ayının gelmesiyle Osmanlı toplumunda zuhur eden âdet ve gelenekler özetle şunlardır:2

  • Zimem Defterleri: Ramazan ayında varlıklı kimseler, bakkal ve manavlardan zimem defterlerini talep ederlerdi. Zimem defterleri veresiye/borç defteri demektir. Defterlerdeki herhangi bir sayfayı açar ve gelişigüzel birini seçerek; “Falanca kişinin borçlarını silin, Allah infakımızı kabul etsin.” diyerek borçluların borçlarını sildirirlerdi. Ödeyenin de ödenenin de kimliği bilinmezdi. Böylece iyilik gizli kalmış olurdu. Sağ elin verdiğini sol el bilmezdi.
  • Tembihnameler: Osmanlı toplumunda Ramazan ayına sadece Müslümanlar hürmet göstermezlerdi. Gayrimüslimlerden de hassas davranmaları, hürmet göstermeleri beklenirdi. Bu mübarek ayda Osmanlı halkının nasıl davranmaları gerektiğini belirten tembihnameler yayınlanırdı. Bu tembihnamelerde mazereti olmayan bütün Müslümanların oruç tutmaları, gayrimüslimlerin ise gündüz vaktinde açık mekânlarda yemek yememeleri, su içmemeleri gibi ricalar yer alırdı.
  • Diş Kirası: İftar saatinde kapıyı kim çalarsa çalsın kesinlikle geri çevrilmezdi. Büyük konaklarda hem zenginler için hem de ihtiyaç sahipleri için sofralar kurulurdu. İftardan sonra da ev sahibi yemeğe iştirak eden misafirlerine diş kirası ismi altında hediyeler sunardı. Özellikle fakir konuklara altın ve gümüş akçeler verilirdi. Bunun amacı ise konak sahibinin fakir kişinin duasını alarak sevap kazanmasıydı.
  • Hırka-i Saadet Merasimi: Ramazan ayının 12. günü gerçekleştirilirdi. Kutsal emanetlerin bulunduğu “has oda” temizlenir ve gül suyu ile yıkanırdı. Akabinde öd ağacı ve amber yakılırdı. Devletin ileri gelenlerinin hazır bulunduğu merasimde padişah tarafından Hırka-i Saadet çıkartılırdı.
  • Yardımlaşma-İnfak: Günümüzde ihtiyaç sahipleri için nasıl ki iftar çadırları bulunuyorsa Osmanlı döneminde de yardıma muhtaç olanlara yemek dağıtılıyordu. Devlet sadece yemek dağıtmıyor buna ilave olarak ihtiyaç sahibi vatandaşlarının birçok maddî ihtiyacını da karşılıyordu.
  • Cerre3 Erken Çıkılırdı: Medreselerde yaz tatili, üç ayların başlamasıyla birlikte başlatılıyordu. Medrese öğrencileri aldıkları eğitimin zekâtını vermek için mübarek 3 aylarda halkın içine karışır ve eğitim verirlerdi.
  • Zam Yasağı: Ramazan ayında yiyecek ve eşya fiyatlarının zamlanmamasını devlet kontrol ediyordu. Özellikle gıda maddelerinin Ramazan ayı boyunca daha ucuza satılması sağlanıyor ve devlet tarafından sabit fiyatlar belirleniyordu. Bu fiyatların kayda geçtiği deftere “Narh Defteri” deniliyordu. Özellikle bu defterdeki fiyatlar fakir aileler düşünülerek düşük tutuluyordu.
  • Çocuklarda Oruç: İlk defa oruç tutacak çocuklara hediyeler verilirdi. Tam gün oruç tutamayacak çocuklara öğle vakti oruçları açtırılır ve buna “Tekne Orucu” denilirdi.
  • Vazgeçilmez Ramazan Eğlenceleri: Osmanlı döneminde Ramazan-ı Şerifin girmesiyle sokaklar âdeta boşaltılırdı. İnsanlar gündüzleri uyur, akşamları ise hem çalışır hem de eğlenirdi. İftar ile sahur arasında ortaoyunu, meddah, karagöz gibi oyunlar izlenirdi. Sahura doğru ortaya çıkan davul ve mani geleneği Ramazan boyunca devam ederdi. Fakat gayrimüslim halkın rahatsız olmaması için onların mahallelerinde davul çalınmazdı.
  • Arife Çiçekleri: Bayram yaklaştıkça çocuklara bayramlık kıyafetler alınırdı. Çocuklar da bu kıyafetleri giyip arife günü sokaklarda koştururlardı. Bu yüzden o gün çocuklara arife çiçekleri denilmektedir.
  • Osmanlı’da Bayram: Osmanlı’da Ramazan Bayramı, sultanın bayram namazı için camiye adım atmasıyla başlardı. Namazdan sonra saraya dönen padişah önce annesinin elini öpüp ardından diğer aile üyeleriyle bayramlaşırdı. Padişahın bayram tebriğinin ardından işlemeli keselerle çocuklara para saçılır ve çocuklar sevindirilirdi.

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir