Cuma, Mayıs 9, 2025

Mutluluğumuzun Bahsedilmeyen Başrolleri: Şehir ve Mimari

Emine Beyza Öztürk
Gebze Teknik Üniversitesi-Bina Bilgisi Anabilim Dalı İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi-Mimarlık

Paylaş

En çok ihtiyaç duyduğumuz ama bir türlü sahip olamadığımız, olsak bile kıymetini anlamakta hep geç kaldığımız belki de hiç tadamadığımız duygunun adıdır mutluluk. Tarih boyunca birçok alanın, felsefenin konusu olmuş, üzerine nice araştırmalar yapılıp ansiklopediler yazılmış olan bu duyguya neden hep hasretiz? Neden hep geçmişin derin dehlizlerinde arar dururuz mutluluğu? Sahi eskiye duyduğumuz hasretimizin sebebi de bu mu? Eskiden mutluyduk. Peki, ya şimdi?

Hasretini çektiğimiz mut luluğu bize veren bir kişi mi bir olay veya bir mekân mı? Bu hasreti çekmemiz de mekânların yadsınamayacak şekilde önemi olduğunu düşünü yorum. Bu bağlamda biraz kendi çocukluğumun geçtiği mekânlar dan bahsetmek istiyorum. Ben müstakil, kerpiç bir evde doğup büyüdüm. Birçok yaşanmışlığın ağırlığı altında dökülmeye yüz tut muş duvarların arasında geçen bir çocukluktu benimkisi. O zamanki çocuk aklımla devasa büyüklüğe sahip olan bir bahçemiz de vardı. Her çeşit meyve ağaçlarının oldu ğu, minik bedenlerimizle koşarak geçtiğimiz yemyeşil çimenlerin olduğu koskocaman(!) bir bahçe. Aslında büyük olan bahçe veya ev değildi, bizi sarıp sarmalayan son suz mutluluktu. İçimizdeki heye canı özgürce dışa vurmanın mut luluğuydu belki de bizi asıl mutlu eden şey ya da birlik beraberliği mizdi. Beraberdik ve mutluyduk. En basit şekilde o evde kimsenin kendine ait odası yoktu. Kış ge celeri toplandığımız sobanın et rafından fırlayan mutluluğumuzu yaz geceleri yine bir arada balkona taşırdık. Kimse kendi yalnızlığına çekilmez, kimin ne derdi sıkıntısı varsa hep beraber üstesinden ge lirdik. Birçoğumuzun hafızalarına yer etmiş benzer anıları vardır. Ne yazık ki o zamanlardaki gibi bir mutluluk inşa etmek günümüz in sanına imkânsız görünebilmekte dir. Çünkü artık ruhumuzda duy gusuzca inşa ettiğimiz evlerimiz gibi, beton gibi.

Bizleri, hatırladığımızda dahi mutlu eden, güldüren, yeri geldi ğinde duygulandırıp hüzünlen diren bu mekânlar da mimarinin gelişiminden nasibini aldı. Küre sel dünyaya ayak uydurmak için büyük bir gayretle ama duygudan yoksun yaptığımız binaları yükselt tikçe mutluluğumuz azaldı. Beton lar arasına sıkışmış bedenlerimiz le ne sevincimizi ne üzüntümüzü paylaşacak insan bulabildik. Teker teker hepsini tükettik. Kaybettiğimiz sadece bir insanın varlığı mı? Doğamızı da kaybetmedik mi?

BETON ŞEHİR

Artık kapıyı her açtığımızda bir şehirle karşı karşıyayız. İnsanını da kendisine benzetmeyi görev edinmiş bir beton şehir. Beton şehrin kahramanları olan apartmanlarda yaşamaya başladığımızdan beri doğadan kopuk yaşıyoruz. Gökyüzünü fethetmişçesine bir gururla oturduğumuz evlerimizin tepesinde toprağın kokusu nu, ağacın yeşilini, oyun oynayan çocukların mutluluk sesini unut tuk. Dip dibe yakın yaşamamıza rağmen bir o kadar da yabancıyız komşularımıza artık. Apartman da denk gelsek bile selam vermez, kimin ne derdi sıkıntısı var umursamaz hâle geldik. Giderek kendi küçük dünyamızda yalnızlaşarak mutsuzluk hissine sürüklendik. Sadece yetişkinler olarak bizler mi böyleyiz? Bizden sonraki neslimi ze baktığımızda çoğu çocuk doğadan bihaber yaşıyor. Soğuk duvarların arasına sıkışmış, dış dünya ile olan tek iletişimi elindeki akıllı telefonlar olan bu çocukların ne topraktan haberi var ne ağaçtan ne de çimenden. En azından bizim hatırladığımızda yüzümüzü gülümseten mutlu olduğumuz anılarla dolu bir geçmişimiz var. Peki, ya günümüz çocuklarının sahip olamadığı mutluluğunun hesabını kime sormalıyız?

“Binaların mimarisi ne kadar iyi olursa olsun su ve bitki örtüsü ne sahip olmayan bir şehir ölüdür.

Bu da içinde yaşanılamayan şehir anlamındadır.”1

MODERN ŞEHİR: YALNIZ VE MUTSUZ BİREY

Günümüz mimarisi moderni tenin öngördüğü esaslar çerçeve sinde gelişmektedir. Modernitenin dayattığı bireyselleşme ön planda tutularak tasarlanan mekânlarda ikame eden insana baktığımızda gündelik hayatın koşturmacasında trafik, iş, kalabalık içerisinde sükûnetsiz bir aktiflik hâlinde olduğunu görmekteyiz. Hâl böyle olunca iç dünyasında sükûneti yakalayama yan bir insan, ihtiyacı olan huzuru, ruh dinginliğini dış dünyasında da inşa edemez. Kendine ve dışarıya bu kadar yabancı olan insan giderek yalnızlaşır ve mutsuz bir birey hâline gelir.

KÜLTÜRÜMÜZÜ BESLEYEN MİMARİ: İSLÂM MİMARİSİ

Oysaki kendi mimarlık kültürümüzü besleyen İslâm mimarisi ne baktığımızda Bilge Mimar merhum Turgut Cansever’in de dediği gibi İslâm mimarisi sükûnet içeri sindeki bir harekettir. İslâm mimarisinin temelinde ise İslâm’ın temel prensibi olan Tevhid inancı yatmaktadır. Günümüz şehirlerini inşa ederken ki en büyük eksikliğimiz bu inancın öneminin göz ardı edilmesinden kaynaklanmaktadır. “İslâm mimarisi katı bir rasyonalizm yerine Allah’ın iradesine teslim olmak anlamına gelen ilmi Tevhid ve bu teslimiyetin uygula maya dökülmesi anlamına gelen ameli Tevhid’in bir tezahürüdür. İslâm mimarisi âlemi anlamış akıllı ve sorumlu bir Müslüman sanatçı tarafından yorumlanıp aktarılması ile uygulama alanına geçer.”2 İslâm mimarisindeki bu İslâmî tutum onu tasarlayan, içinde bulunan insanın duygu durumunu ve ifadelerini yansıtmaktadır. O zaman şöyle diyebiliriz ki “insan ile yaşadığı mekân, şehri inşa eden akıl ve ruh ile şehrin mimarisi arasında direkt bir bağlantı vardır.” 3

İNSANIN DÜNYADAKİ ESAS VAZİFESİ DÜNYAYI GÜZELLEŞTİRMEKTİR

Küreselleşmenin ve hızla ge lişen teknolojinin etkisi altında yeniden şekillenen mimariyi oluştururken İslâm’ın ruhuna uygun olarak biçimlendirmeli ve uygu lamalıyız. Unutmamalıyız ki bir insanın inançları ve duyguları o mimarinin -veya genel olarak bir sanat eserinin- özelliklerini tayin eder. O hâlde bizler de şehri imar ederken Peygamber Efendimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu Hadis-i Şerifini tekrar tekrar hatırlamalıyız: İnsanın dünyadaki esas vazifesi dün yayı güzelleştirmektir.

1 urbanized507.wordpress.com, Beton Şehirler, 2016

2 Turgut Cansever, İslâm’da Şehir ve Mimari, s. 24-37, İz Yayıncılık, İstanbul, 1997

3 Serdar Demirel, Sükûnet İçindeki Hareket

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir