Cuma, Temmuz 4, 2025

Küçük Bir Yıldız Kaydı

Saliha Türkmen

Paylaş

Hüma Dergisi’nin 20. sayısında yıldızların da doğduğu, bir yaşam sürelerinin olduğu ve nihayetinde de öldüğü ifade edilmişti. Bir yıldızın doğumu ve kabaca hayatı incelenmişti. 23. sayısında da hayatına gürültülü bir şekilde son vermesi ele alınmıştı. Bu sayının konusu ise gürültülü sona götüren sürecin nasıl gerçekleştiğidir.

Kâinattaki parçacıkların %90’ından fazlasını Hidrojen, geriye kalan yüzdenin büyük bir kısmını da Helyum atomları oluşturur. Yıldızlarda ise yıldızın oluştuğu ortamın içerdiği maddelerin oranına göre madde barındırılmaktadır. Örneğin Güneş yıldızı şu an bünyesinde kabaca %75 oranında Hidrojen atomu, %25 oranında ise Helyum atomu içerir. Diğer elementlere ait atomlar ise yüzde olarak çok az bulunmaktadır.

Bir yıldızın doğumunun, daha küçük proton sayısına sahip olan atomların birleşerek daha yüksek proton sayısına sahip atomları oluşturması ile gerçekleştiği ortaya konmuştu. Esasında bu süreç yıldızın ölümünde de kilit rolü üstlenen süreçtir. Hidrojen atomlarının ortama yüksek miktarda enerji saçarak birleşip Helyum atomlarını oluşturması süreci, her yıldızda oran olarak en fazla bulunan elementin Hidrojen olması sebebiyle yıldızın ömrünün en büyük kısmını kapsıyor denilebilir. Bu uzun süreç boyunca yıldızın içinde üretilen ve dışarı çıkmaya çalışan enerji ile yıldızın dışından kütle çekimin yüksek olması sebebiyle içeri doğru çökme eğiliminde olan materyaller birbirini dengeler ve böylece halihazırda Güneş’te de gördüğümüz üzere denge hâlinde olan, çökme veya genişleme hareketi göstermeyen bir yıldız yapısı var olur. Güneş için bu denge hâlinin 10 milyar yıl kadar süreceği ve Güneş’in bu sürenin yaklaşık olarak yarısını bitirdiği tahmin ediliyor.

KIRMIZI DEV

Hidrojenlerden Helyum üretilmesi yıldızın çekirdeğinde Helyum yoğunluğunun artmasına sebebiyet verir. Böylece yıldızın merkezinde Helyum üretimi gittikçe azalmaya başlar. Çekirdeğin dış katmanları iyice ısıtması ise bu katmanlardaki Helyum üretiminin hızlanmasına sebebiyet verir ki bu yıldızın ölümünün başlaması anlamına gelir. Zira içerideki enerji dışarıdan merkeze doğru çökme eğilimi gösteren materyalleri durdurup denge hâlini korumaya yetmemeye başlar. Dış katmanlardaki hızlı üretim yıldızın çok fazla genişlemesine sebebiyet verip “kırmızı dev” adı verilen bir evreye geçerken aynı zamanda denge hâli bozulan yıldızın dış katmanlarındaki materyal büyük bir hızla yıldızın merkezine doğru çökmeye başlar. Yıldız yeterli yerçekimine sahipse yani yeteri kadar büyük bir yıldız ise çöken materyalin çekirdekte oluşturduğu basınç ve sıcaklık Helyum atomlarından Karbon atomlarının üretilmesine olanak sağlar. Yani merkezde bu sefer daha büyük bir füzyon reaksiyonu gerçekleşmeye başlamış demektir. Güneş’in kırmızı dev evresine geçmesi hâlinde şu andakinden 100 kat büyüyerek Merkür ve Venüs gezegenlerini yutacağı, Dünya’yı da kasıp kavuracağı veya onu da yutacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca şu anki enerji üretiminden 500 kat daha fazla enerji üretmeye başlayacaktır.

Kırmızı dev evresine geçen yıldızın bu renkte gözükmesinin nedeni yıldızın fazlasıyla genişleyerek dış katmanlarının nispeten soğumasıdır. Zira ışıklar soğudukça kırmızı rengine dönmeye başlarlar. Tıpkı günbatımında Güneş’in ışınlarının atmosferde daha fazla soğumaya maruz kalması sebebiyle Güneş’in turuncu-kırmızı gözükmesi, ay doğarken aynı şekilde ışığının atmosferde daha fazla soğurularak enerjisinin azalması ve soğuması sebebiyle sarı-turuncu renginde gözükmesi gibi.

BEYAZ CÜCE

Kırmızı dev evresine geçebilecek kadar kütleye sahip olmayan yıldızlarda ise ölüm biraz daha farklı gerçekleşecektir. Böyle bir durumda çekirdekte gerçekleşen ve yıldızın ömrünün büyük bir kısmını kaplayan Hidrojen yakma süreci (Bir elementin, kendisinden daha büyük atom numarasına sahip olan elementleri üretme sürecine füzyon adı verilir, ancak bu süreç bir yakma süreci olduğu için bu ifadenin kullanımı da oldukça yaygındır.) durduğunda ve yıldız çekirdeğe doğru çökmeye başladığında, yeterli çekim sağlanamadığından ve hâliyle yeterli basınç ve sıcaklık oluşmayacağından dolayı yıldız Helyum yakma sürecine geçemeyecek demektir. Bu da kırmızı dev evresine geçemeyeceği anlamına gelir. Böyle küçük bir yıldız gittikçe küçülüp soğuyacaktır ve “beyaz cüce” adı verilen, küçük ve parlak bir gök cismi hâlini alacaktır. Tamamen soğuduğunda ise parlaklığı da tamamen kaybolup “siyah cüce” adı verilen evreye geçer. Böylece yıldız ölmüş olur ve materyali de zamanla uzaya dağılır.

Kırmızı dev evresine geçebilecek kadar büyük olan yıldızlarda ise süreç devam etmektedir. Çekirdekteki Helyum yakma süreci Hidrojen yakma sürecinden çok daha hızlı ilerler. Güneş tipi bir yıldız için birkaç yüz milyon yıl sürmesi beklenmektedir.

Çekirdekte Helyum atomlarından üretilen Karbon gibi elementlerin artıp Helyum üretiminin azalmaya başlaması yıldızda yine denge hâlinin bozulmaya başlaması anlamına gelir. Yine bir önceki evrede olduğu gibi yıldız çekirdeğinde üretilen enerji yıldızın merkezindeki büyük kütle çekiminin dış katmanları kendisine çekme kuvvetini karşılayamayacak hâle gelir. Bu durumda yıldız yine bir öncekinden daha fazla genişler ve özellikle en dış katmanlar merkezin çekim gücünden daha az etkilenmeye başlayarak uzaya dağılmaya başlar. Bununla birlikte merkezde biriken Karbon’a ne olacağı hususu ise yine yıldızın büyüklüğü ile alakalı olacaktır.

Hüma Dergisi’nin 23. sayısında ele alınan süpernova patlamaları her büyüklükte yıldızın yaşayabileceği bir olay değildir. Büyük kütleli yıldızlar bu patlamayla ölürler ve sonrasında ortaya çıkan gök cisimleri ise son derece ilginçtir ve başka bir yazıda ele alınmalıdır. Ancak Güneş tipi bir yıldızın merkezde Karbon birikmesi aşamasından sonra yapabileceği çok bir şey kalmamış demektir. Küçük kütleli yıldızlarda olduğu gibi soğumaya başlayarak beyaz cüceye dönüşür. Çevresini ise yavaşça uzaya saçılan en dış katmanların materyali sarmıştır. Bu evrede örneğin Güneş’e dışarıdan bakıldığında görülecek olan şey merkezde beyaz, parlak ve küçük bir cisim, etrafında da sıcaklığına göre rengi değişen, rengarenk bir buluttur. Yüzyıllar içerisinde bu beyaz cüce de parlaklığını tamamen yitirecek ve uzaya dağılacaktır. Böylece Güneş’in ölümü son bulmuş olacaktır.

“…Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru.”[1]

[1] Al-i İmran Suresi 191

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir