Eser: Kıyamet Aşısı
Yazar: Sezai Karakoç
Yayınevi: Diriliş Yayınları
“Gel gel ki beklenmektesin. 21. yüzyılın beklediği kimse değil, sensin. Geri gelmen çetin olacaktır belki. Ama gelmek zorundasın. Gelecek zaman sana gebedir, sen de ona gebesin. Doğum sancısına katlanmayı göze alamayan ana, hiçbir zaman doğuramayacaktır. Sen her türlü doğum sancısına katlanacak güçtesin.”
Üstad Sezai Karakoç “Kıyamet Aşısı” eserindeki bu söylemiyle savaş kazanlarının kaynadığı, medeniyetin sarsıldığı bu çağda adeta ümmete ve biz gençlere Necip Fazıl’ın şu mısralarıyla sesleniyor: “Sen bir devsin. Yükü ağırdır devin! Kalk ayağa dimdik doğrul ve sevin!” Çünkü sizsiniz barışı getirecek olan. Esenliğin kaynağı sizsiniz. Selahaddin’i beklemeyin. Selahaddin olun diyor sanki.
Bize gerekli olanın bir yanımızda vakar, bir yanımızda alçakgönüllülük, bir yanımızda İslâm ile bir utanç dengesi kurmamız olduğunu öğütlüyor. Öyle ki tövbenin, aşkın ve sevginin başlangıcı utanç değil miydi? Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “Utanmıyorsan dilediğini yap!” diye buyurmamış mıydı?
Öyleyse önce bir utanç gerekti bizlere. Soylu bir utanç. Çağları açıp çağları kapayanın mirasçıları olarak gaflete düştüğümüz her andan duymamız gereken utanç. Her bir lahzada mutlak bir İlah tarafından gözlendiğine inanmak ve bu bilinçle yaşama çabası edinmek. Bu bilinçle duymak ve duyurmak diriliş muştusunu.
Bu yegâne kaynağın sizin içinde bir şifa vesilesi olması duasıyla.