Edebiyat Yazıları
Yorgun Gelmişim
Ferda Nayir
Biliyorum gücün kalmadı.
Kuşlar şehrin ağzında esir,
Hasta semt semt dolanır
Eski pazarları
Şifa ölülerin su içtiği
Musluktadır.
Kapının ardı ölüm
Kapı ağzı bıçak yarası
Açılırken evlere
Perde perde rüyalar
Bana rüyalar haram
Cebime koy...
Edebiyat Yazıları
Yağmur, Kar ve Boran
Şevval Sarıtan
“Bana ne geldiyse geldi yukarıdan
Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar’’
Mevsimler de tıpkı insanlar gibi...
Kimi zaman cennetengiz manzaralar sunarken bize, kimi zaman boran olur eser...
Edebiyat Yazıları
Ne Saray Ne Sultan Ne Filan
Sevdenur Abdurrahmanoğlu
“Duvarları çatlak,
Tavanı dökülmeye hazır,
Temelinde bitlerin, karıncaların, ince bacaklı böceklerin gezindiği
İhtiyar evlerde,
Zamanı çekip üstümüze,
Örtüyoruz kirli ve açık yerlerimizi”
Şair böyle sıralamış...
Edebiyat Yazıları
Sevmenin Acısız Formülü
Hatice Hilal Gülenay
Çocukluğumu geçirdiğim şehrin kuytularında kalan birkaç sahaftan biriydi. Hafta içleri vaktim kalmadığından her hafta sonu uğramaya çalışırdım. Zamanla kitapları satan abla ile muhabbetimiz koyulaştı....
Edebiyat Yazıları
Divan Şairinin Gözünden Ramazan Geleneği
Ehliman Simitçioğlu
Divan edebiyatı, geniş bir coğrafya ve zengin bir kültür birikiminin sonucunu yansıtan bir gelenektir. Bu gelenek kaynağını Türk-İslâm medeniyetinin dinî, tasavvufî, kültürel değerlerinden aldığı...
Edebiyat Yazıları
Ninnilere Gizlenen Muhabbet
Ehliman Simitçioğlu
Edebiyatımızın zenginliği edebi nevilerin çeşitliği yanında bu zenginliği eserlerinde en güzel şekliyle işlemesini bilen kadın şairlerimizin varlığına da borçludur. Sözlü geleneğimiz içerisinde duyguların tercümanı...
Edebiyat Yazıları
Kendi Hikâyemiz
Esra Ekin
-Yaşamak istiyorum! Yaşamak… Diye bağırdı adamın biri. Yoldan geçen bir diğer adam ise: “Şu hâle bak, adam öldüğünü sanıyor herhalde!” diye söylenerek yoluna devam...
Edebiyat Yazıları
Hep mi Aynı Tipler?
Fatıma Betül Özdemir
Birçoğumuz benzer dönemlerde yazılmış Türk romanlarını okuduğumuzda, roman konularının ve roman tiplerinin/karakterlerinin birbirlerine benzer şekillerde oluşturulmuş olduğunu fark etmişizdir. Muhtemelen hepimizin bu hisse en...
Edebiyat Yazıları
Dünden Bugüne Naat Kültürümüz
Hatice Hilal Gülenay
İslamiyet’le yoğrulmuş olan Türk toplumu, o kültürün bir gerekliliği ve bir getirisi olarak peygamber sevgisini de her daim içinde barındırmıştır. Resulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve...
Dilimizi Öğreniyoruz
Öz Yazı Dilimiz: Metin Çözümlemesi
Elif Esra Yardım
Siz değerli okurlarımızla birlikte bu sayımızda Abdülhamid Han Hazretleri’nin sözlerinden birinin Osmanlıca kurallarını inceleyeceğiz:
بزى يوكسلتن دينمزه قارشو دويدوغمز بويوك عشقدر
“Bizi yükselten, dinimize karşı duyduğumuz...
Edebiyat Yazıları
Gazze
Esma Nur Turan
Sen kendine hayıflan ey nisyan beşer!
Bir çocuğun ruhu semadan geçer
Arşın sahibi ile münakaşa edenler,
Müjdeler Gazzeliği sevinçli keder...
Halin beter olmuş İslam davasında,
Gazze ölmüş dersin, ölmüş...
Edebiyat Yazıları
Medine Hatıraları
Meryem Betül Koçak
Hayatımda uçağa ilk defa bineceğim için değil, ilk defa bineceğim uçak Medine’ye gideceği için heyecanlıydım. Gelip çatmıştı aylarca hayalini kurduğum o gün. Salavatlar eşliğinde...
Edebiyat Yazıları
Kalem Kılıçtan Keskindir
Hatice Hilal Gülenay
Kutlu Nebi’nin çağına yürüyor ayaklarım. Huzura, saadete, selama ve İslâm’a hasret kalmışım. Hasretinde olduğum diyara gidiyorum. Gittiğim yerlerden kavurucu bir sıcak ve alabildiğine kum...
Edebiyat Yazıları
Divan Edebiyatı’nda Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sevgisi
Şevval Sarıtan
Altı asırlık bir çınarın altı asırlık meyvesi; Divan Edebiyatı... On üçüncü yüzyıldan on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına dek devam eden, bir kültür yolculuğu... Osmanlı’nın...
Edebiyat Yazıları
İnsanlığa ve Ortadoğu İnsanına Bir Mesaj: Mehcer Edebiyatı
Zeynep Sultan Sınırlı
İnsan, ruhunu dudaklarından akıtarak hangi toprağı öpmek isterse vatanı da orasıdır. Peki, vatansız kalmış bir ruh sığabilir mi bedenine? Kolay mıdır insanın yabancı kalması...
Dilimizi Öğreniyoruz
Muhabbet Kelimesine Serüven
Senem Duran
Muhabbet, Arapça "sevgi" anlamına gelen “hubb" sözünden gelmektedir. Hubb sözünden, "dost, sevgili" anlamlarından "habib" kelimesi türemiştir. Aynı zamanda "sevilen" anlamında "mahbûb" sözü de bu kelimeden türemiştir.
"Çok (daha, en, pek) sevgili"...