Perşembe, Eylül 11, 2025

Kadın Hakkında Yazılan On Beş Cilt

Fatma Betül Hassanein

Paylaş

Konusu kadın olan ve hacmi on beş cilt olan bir eser düşünün! İşte Abdulkerim Zeydan’ın Mezheplere Göre Bütün Yönleriyle Kadın ve Aile Fıkhı Ansiklopedisi adlı kitabı tam olarak böyle bir eserdir. İşin en etkileyici yanlarından biri de kadın ve ailenin sadece bir mezhep üzerinden değil de dört mezhep üzerinden de ele alınmış olmasıdır. Bir başka deyişle, kadın ve aileyi fıkhî yönden derinlemesine inceleyen bu eser, Abdulkerim Zeydan’ın İslâm fıkhı üzerine yaptığı en önemli katkılardan biri olarak günümüzde İslâm fıkhı alanında önemli bir başvuru kaynağı olarak kabul edilen eserlerden birisidir.

Peki, Abdulkerim Zeydan kimdir? 1921’de Irak’ta doğan Zeydan (v. 2014), 20. yüzyılın ortalarında Mısır’da yaşayan bir İslâm âlimi olarak tanınır. Babası üç yaşındayken vefat eden Zeydan, yetim olarak büyümesine rağmen eğitimini tamamlamış ve başarıları ile her daim öne çıkmıştır. Bu kitabın yazıldığı dönem ise Müslüman ülkelerin sosyal ve siyasî açıdan büyük değişimler yaşadığı bir evredir. İslâm dünyasındaki birçok ülke bağımsızlık mücadeleleri veriyor ve modernleşme süreçlerine giriyordu. Bu bağlamda, İslâm fıkhının kadınlar ve aileye dair görüşleri de gözden geçiriliyordu. Zeydan’ın kitabı, bu dönemin dinamiklerini ve İslâm hukukunun geldiği noktayı da anlamamıza oldukça yardımcı olmaktadır.

Bu hususta Abdulkerim Zeydan’ın kitabı hakkında yazdığı şu ifadelerin her bir cümlesi ayrı önem taşıdığından yazısını onun kaleminden aktarmak istiyorum: “Geçmişte ve günümüzde insanlığı meşgul etmiş ve kanaatime göre gelecekte de meşgul etmeye devam edecek olan sosyal meselelerin en büyüğü kadın konusudur. İnsanlık bu meseleyi çözüm çabasında başarısız olmuş, doğruyu bulmaktan geri kalmıştır. Zira insanlar bu konuları ele alırken Yüce Allah’ın rehberliğini ve onun gerçek dinini göz ardı etmektedirler. Bu sebeple de bu tür çözüm arayışlarına, olayların özünü kavramakta yetersiz olan aklın zaafları ve insan nefsinin arzuları bulaşmış durumdadır. Bu tarz yaklaşımların kurbanı da kadınlar olmuştur. Batılı devletlerin hâli aile kurumu açısından perişan durumdadır. İslâm ülkeleri ise batıdaki kadar kötü bir durumda olmasa da batıdaki kötü gelişmelerin ilk olumsuz sonuçları İslâm ülkelerinde de ortaya çıkmaya başlamıştır. Müslüman yuva dağılmaya, parçalanmaya başlamıştır ve tamamen çökme sinyalleri vermektedir. Tüm bunlar bizim, tehlikenin üzerimize doğru süratle ve şiddetle yaklaşmakta olduğunu söyleyip dururken abartılı davranmadığımızı gösterir. Kadına yönelik bu fesat, sapkınlık ve hile dalgasının şiddetini, hırsını ve ısrarını artırması tehlikeyi daha da büyütüyor. Zira bu azılı dalgayı oluşturan ve onu savunanlar dine karşı cüret noktasında büyük bir güç ve görsel, işitsel ve yazılı propaganda vasıtalarını örgütlü ve teknik bir şekilde kullanma noktasında büyük bir ustalık sahibidirler. Onların bu zararlı faaliyetlerine, Müslümanların gafleti gerek erkek gerekse kadınıyla dinî bilinç noktasındaki eksiklikleri, haramlardan sakınma noktasındaki gevşeklikleri ve Batı’yı taklit özentileri de yardımcı olmuştur ve olmaktadır. Bu kitabı yazmaktaki amacımız, Müslümanların geneline, Müslüman yuvayla ilgili hükümleri öğretmek ve onun İslâm temeli üzerine nasıl kurulacağını yine ailenin içinde yaşadığı yuvanın yapısı ve içindekilerle nasıl olması gerektiği ve bunlara bağlı hususları öğretmektir. Bu şekilde Müslümanlar, İslâm’ın istediği Müslüman bir aile ve bu ailenin İslâm’ın öğretilerine göre yaşadığı mekân olması yönüyle Müslüman bir yuvanın nasıl oluşturulacağını öğreneceklerdir.”

Yazarının da bizzat belirttiği gibi bu eser sadece fıkhî hususları okuyucuya nakletmek için değil bizzat okuyucunun hayatını İslâm’la şekillendirmek amacı güdülerek kaleme alınmıştır. Bu amacına hizmet için İslâm’ın farklı mezhepleri arasındaki fıkhî görüşleri kadın ve aile çerçevesi içinde ele alır. Eserde kadının sürekli iletişim içinde olduğu erkekler de ele alınmaktadır. Bu sebeple de “kadın fıkhı” denilmekle yetinilmemiş ve “aile fıkhı” ibaresi de başlığa eklenmiştir.

Ansiklopedinin içinde yüzlerce mevzuya değinilmekte ve Hanefî, Şafiî, Malikî, Hanbelî gibi farklı mezheplerin bu konulardaki görüşlerini açıklanmakta ve karşılaştırılmaktadır. Her bir mezhebin kadınların hakları, boşanma, miras, evlilik ve aile içi ilişkiler gibi konulardaki görüşleri ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir. Yani eser, İslâm hukukunu anlamak isteyenler için oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. Aynı zamanda mezhepler arasındaki farklılıkların genel manada da anlaşılmasını ve değerlendirilmesini sağlamaktadır.

Bu on beş ciltlik büyük eser sadece İslâm hukuku açısından değil, daha iyi bir aileden başlayarak daha iyi bir topluma ulaşmak için de başvurulacak en temek kaynak olmaya adaydır. Bunun en temel nedenlerinden biri de sadece fıkhî bilgiler nakledilmekle kalınmamış, İslâm fıkhının kadınlar ve aile konularındaki görüşlerini modern dünyayla da bağdaştırılmıştır. Herkesçe malumdur ki kadın hakları, aile yapısı ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konular, günümüzde büyük önem taşımaktadır. Abdulkerim Zeydan, bu konuları da İslâm hukuku perspektifinden ele almış, güncel tartışmalara ve ihtiyaçlara da odaklanmıştır. Bu nedenle eser, İslâm’ı farklı bir bakış açısıyla modern, toplumsal ve hukukî bağlamlarda da değerlendirmek isteyenler için vazgeçilmez bir kaynaktır.

Özetlemek gerekirse Abdulkerim Zeydan’ın Mezheplere Göre Bütün Yönleriyle Kadın ve Aile Fıkhi Ansiklopedisi adlı on beş ciltlik eseri, İslâm fıkhının kadınlar ve aileye dair önemli yönlerini daha önce görülmemiş bir biçimde oldukça kapsamlı bir şekilde ele alan, her evde bulunması gereken kıymetli bir eserdir. İncelediğimiz bu eser, İslâm hukukunu anlamak isteyen ve İslâm’ın aileye ve topluma nasıl huzur sağlayacağını keşfetmek isteyen herkes için paha biçilmez bir kaynaktır.

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir