Teknolojinin insan hayatına etkisi, yapay zekanın sunduğu yeniliklerle her geçen gün daha da artmaktadır. İslamî ilimlerin köklü gelenekleri, bu modern teknolojilerle yeniden şekillenme potansiyeline sahiptir. Yapay zeka, Kur’an, hadis ve diğer İslamî metinlerin analizini daha kapsamlı ve derinlemesine bir şekilde gerçekleştirme imkanı sunarak, dinî bilgi üretimi ve yorumlama süreçlerinde devrim niteliğinde yenilikler vaat etmektedir. Eğitim alanında ise kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunan akıllı sistemler, Kur’an ezberleme ve tefsir çalışmalarını daha verimli hale getirebilir. Bunun yanında, fetva süreçlerinde danışmanlık sağlayarak, farklı mezheplerin görüşlerini sistematik olarak analiz etme imkânı tanıyabilir. Ancak bu teknolojinin bir araç olduğu, nihai kararların her zaman insan aklı ve vicdanına bırakılması gerektiği unutulmamalıdır.
Yapay zekanın bu alandaki kullanımında etik kaygılar ve teknik zorluklar dikkatle ele alınmalıdır. İnsan-makine ilişkisi, adalet ve tarafsızlık gibi konular, özellikle dinî danışmanlık ve fetva süreçlerinde kritik bir önem taşır. Veri güvenliği ve mahremiyetin korunması da bireylerin özel bilgilerini korumak adına göz önünde bulundurulması gereken önemli meselelerdir. Bununla birlikte, İslamî ilimlerin geleneksel bilgi birikiminin modern teknolojilerle bir araya getirilmesi, hem dini hem de toplumsal meselelerde etkili çözümler sunma potansiyeline sahiptir. Yapay zekanın etik ve dengeli bir şekilde kullanımı, İslamî ilimlerde yeni ufukların keşfini mümkün kılabilir ve bu kadim bilgi birikiminin dijital çağda yeniden canlanmasını sağlayabilir.
(Bu yazı, yapay zeka ve İslamî ilimlerin kesişim noktalarını tartışmak ve bu alandaki fırsatlara dikkat çekmek amacıyla hazırlanmıştır.)