Perşembe, Ekim 2, 2025

Hizmet Ehli Bir Hanım; Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha)

Rumeysa Kette
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi-İslami İlimler

Paylaş

Bizler doğmadan önce Kalu Bela’da Rabbimize biat eden kullarız. Öyle ki dünyaya geliş amacımız, Yüce Allah’ın adını yaşatmak ve nurunu yaymak içindir. Ahir zaman Müslümanları olarak her ne kadar O’nu görme ve bizzat biat etme şerefine nail olamasak da Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) da yürekten biat etmiş olanlarız. Aldığımız her nefeste, içtiğimiz her yudumda, yediğimiz her lokmada, attığımız her adımda, baktığımız her yerde, yaptığımız her işte hep Rabbimizin ve Resulü’nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rızasını arayanlarız.

Bir de iki cihan serveri Peygamberimizi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) görüp de bizzat huzurunda ona biat eden, yolunu yoluna adayan ve bize örneklik teşkil edecek hayatlar yaşayan misallerimiz var. Tıpkı Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha) gibi.

BİATINA SADIK OLANLAR

Efendimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine’ye hicretinden sonra bir grup Ensar Hanım kendisine gelerek bizzat biat edip Müslüman olmuşlardı. Medineli ilk Müslümanlardan olma şerefine nail olan bu toplulukta Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha) de vardı. “Kadınlar Biatı” olarak bilinen bu olayda Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hanımlardan bazı sözler almıştı (TDV İslam Ansiklopedisi, Ümmü Atiyye). Bu sözlere sadakatiyle ve Peygamberin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sünnetine ittibasıyla, akıllarda kalan bir isim de Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha) olmuştu.

Asıl adı Nesîbe binti Hâris olan bu Medineli Hanım, Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte yedi gazveye katılmış ve birçok alanda Müslümanlara hizmet etme şerefine nail olmuştu. Katıldığı gazvelerde hastalarla ilgilenir, yaralıları tedavi ederdi. Mücahitlere yemek hazırlar, su dağıtır hatta bineklerinin ve eşyalarının gözcülüğünü yapardı. Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha) bizzat kendisi şu sözü nakletmişti: “Ben yedi savaşta Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte bulundum. Onlara yemek yapar, geride kalan eşyalarını toplardım. Yaralıları tedavi eder, hastalara bakardım.”(Müslim, “Cihad”, 142)

O, dinine bağlılığı, sabrı ve metaneti ile tanınmış bir hanımdı. Öyle ki Peygamberimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cahiliye âdetindeki gibi ölünün arkasından feryat figan ederek ağlayıp da uzun süre matem tutmayı yasaklaması üzerine kendi oğlunun vefatından üç gün sonra koku sürünerek halkın içine çıkmıştı. Üzüntüsünü biatının önüne geçirmemiş ve birçoklarına misal olmuştu.

HER HAYIRLI İŞTE ADI ANILMAK

Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha) ihlas sahibi, şefkatli ve merhametli bir hanımdı. İnsanlara sadece savaş meydanlarında değil her zaman hizmet etmeyi severdi. Onun en büyük hizmetlerinden biri de hiç şüphesiz Medine-i Münevvere’de Müslüman hanımların cenazelerini yıkama ve kefenleme vazifesini yerine getirmesiydi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ilk kızı Zeynep (Radıyallahu Anha) vefat edince onu yıkama görevini bizzat Ümmü Atiyye’ye (Radıyallahu Anha) vermişti ve yapacağı işin detaylarını ona anlatmıştı. Yine Peygamberimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diğer kızı Ümmü Gülsüm’ün (Radıyallahu Anha) cenaze işleriyle de o ilgilenmişti (Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 228, Şubat 2005). Bu görevin ona verilmesi onun Peygamberimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) katındaki değerini de göstermekteydi.

Onun Peygamberi’ne olan sevgisi ve bağlılığı Ehl-i Beyti’ne de yansımıştı. Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha), Aişe (Radıyallahu Anha) annemiz ile sıkça görüşür muhabbet eder ve ona hediyeler gönderirdi (“Ümmü Atiyye”, TDV İslâm Ansiklopedisi).

O’nun ilme olan yatkınlığı ve katkısı da es geçilemez ki cenazenin hazırlanması ve kefenlemesi ile ilgili fıkhî hükümlerde Ümmü Atiyye’nin (Radıyallahu Anha) rivayet ettiği hadisler esas alınmıştı. Kadınların özel halleriyle ilgili meselelerde de kendisine fikir danışılan bir hanımdı. Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sözlerini dikkatle dinleyen ve doğru yorumlayabilen bir hanımdı. Bu özellikleri ile Ashab-ı Kiram’ın fakihlerinden sayılmıştı. Kadın sahabiler arasında çok hadis rivayet edenlerden olmuş ve hepsi Kütüb-i Sitte’de yer alan kırk kadar hadis-i şerif nakletmiştir.

Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha) Peygamberimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefatından sonra Basra’ya yerleşmişti. Burada da İslam’a hizmetini devam ettirmişti. Basra’da bulunan sahabe ve tabiin, özellikle cenaze işleriyle ilgili fıkhi hükümleri ve adapları Ümmü Atiyye’den (Radıyallahu Anha) öğrenmişti. Ömrünü Basra’da tamamlayarak hicri 70 yıllarında vefat ettiği nakledilen Ümmü Atiyye (Radıyallahu Anha) uzun ve bereketli bir ömür yaşayarak son ana kadar Peygamberi’ne (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) biatından ayrılmamıştı. Allah ona rahmet eylesin.

Dünya hayatının bizi daima bir yönden diğer yöne savurduğu şu kısacık ömrümüzde, Rabbimiz bizi de biatına sadık olanlardan eylesin.

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir