Cumartesi, Mayıs 17, 2025

Her Acı Yaşanmak İster

Nurşen Yılmaz

Paylaş

İnsanlar hayattan her daim mutlu olmayı beklemektedir. Bu beklentiyi karşılamak uğruna yapılan türlü şeyler olsa da mutluluğu yakalamaya çalışmak kadar mutsuzluğu tatmanın da kıymetini kavramak lazımdır. Çünkü mutsuzluk da en az mutluluk kadar insan hayatının ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanların hayatın her döneminde ve her saatinde mutlu olmayı ummaları çok ütopiktir. Ancak genel olarak düşündüğümüzde tüm insanların arzusu, mutluluk dışında yaşanabilecek olumsuz duyguları deneyimlemekten kaçınmaktır.

İNSAN NEDEN MUTSUZ OLUR?

Peki bu mutsuzluk dediğimiz şey nedir? Mutsuzluk gerçekten anormal bir şey midir?

Hayattan zevk alamamak, gündelik durumlardan sıkılmak ve kendini huzursuz hissetmek ile süregelen kişinin kendisini huzursuz hissetmesi durumu kısaca mutsuzluk olarak tanımla­nır. Birey, mutsuzken karamsar ve umutsuz bir hâlde olabilir. Bu durum kronikleştikçe, başa çık­ ması zaman alan güç bir süreç hâline dönüşebilir.

Gün içerisinde yaşa­dığı en ufak aksilikler kişiyi oldukça mutsuz edebileceği gibi; bireyin ihanete uğraması, mutsuz bir evlilik yaşaması, planladığı ya da hedeflediği durumları ger­çekleştirememesi, başarısızlıkla karşılaşması, büyük kayıplar ya­şaması ya da sağlık problemleri gibi yaşam içerisindeki pek çok durum mutsuz olmasına neden olabilmektedir. Özellikle ruhsal problemler, stres, anksiyete, dep­resif ruh hâli, kararsızlık ve öfke gibi birçok sebebin tetiklenmesi sonucunda da mutsuzluk meyda­na gelebilmektedir.1

Genellikle insanlar yaşamış oldukları duygusal gerilimlerin sebebinin bulundukları ortamdan kaynaklandığını düşünmektedir. Özellikle mutsuzluğun kaynağı­nın çevresel etkenlerde, durum­larda ya da olaylarda olduğunu düşünmek, yanlış ve sığ bir bakış açısı olacaktır. Mutsuzluk duygu­su, dışarıdan olduğu kadar içten ve kişinin kendisinden dolayı da olabilir. Çevremizi ya da bazı yaşantıları kontrol edemesek de farkındalık kazandıkça ve çarpı­tılmış düşüncelerimizin farkına vardıkça kişinin kendisini bulma ve iç huzurunu yakalayabilme düzeyinde artış olabilmektedir. Çünkü olayları değerlendirme şeklini fark eden bireyler, bunları değiştirmek adına bazı çabalar gösterebilir. Örneğin, “Her yaptı­ğım işi kusursuz yapmalı ve ba­şarılı olmalıyım. Eğer her şeyde başarılı değilsem tam başarılı sayılmam.” gibi çarpık inançlar, kişinin başarısız olduğu algısını destekleyerek onun mutsuz olma­sına neden olabilmektedir. Öyle ki, bu inancı, “Başarılı olmak isterim fakat her işte başarılı ola­mayabilirim ya da bazı şeyleri kusursuz yapamayabilirim. Bu çok normal bir durum.” şeklinde bir düşünceye dönüştürebilme becerisini kazanmak, kişinin olay­ları daha gerçekçi değerlendirme­sini destekleyerek mutsuz hisset­mesini engelleyebilecektir.2

Tüm bu durumların dışında, bireyler mutlu ya da mutsuz ol­mak için kendi içlerinde birçok neden bulabilirler. Özellikle mutlu olmak adına çeşitli çabalar sarf edebilirler. Kişilerin mutlu olmak ya da mutsuz olmak adına buldukları sebepler kişiden kişiye değişse de en az mutluluk kadar mutsuzluğun da insan hayatının ayrılmaz bir parçası olduğunun bilincinde olmak oldukça önem­lidir. İnsanların hayatın her dö­neminde ve her saatinde mutlu olmayı beklemeleri çok ütopik bir durumdur. Mutluluğu yakalama­ya çalışan insan mutsuz olduğu anları bastırabilmekte ve yaşadığı üzücü durumları görmezden gel­meye çalışabilmektedir.

Hayatın içerisinde bireylerin mutlu olma ve mutlu oldukları anları paylaşma çabaları, yaşadığı­mız dönemde çeşitli sosyal medya aracılarıyla sergilenebilmektedir. Sosyal medya hesaplarında sergi­lenenler üzerinden bireylerin her daim mutlu olduklarını düşünmek yanlış bir kanı olacaktır. Kişilerin mutlu oldukları anları paylaş­maları yaşadığımız süreçte gayet normal bir durum olsa da sadece mutlu olduğu ya da mutluymuş gibi yaptığı durumları sergilemesi hayat ile ilgili yanlış inançları da besleyebilmektedir. Sonuçta ha­yatın bize bir mutluluk vaadi yok­tur. Hayatın bize mutlu olmak ile ilgili bir vaadi olduğuna inanmak hayal kırıklıkları yaşamamıza yol açabileceği gibi, her an yaşandığı varsayılan bir mutluluk hâlinin bir yerden sonra bizi güzel hislere karşı duyarsızlaştıracağı aşikârdır. Bu nedenle sahte mutluluklar ya­şamak ya da her daim mutluluğun peşinden koşmak hayatı ıskala­mamıza sebebiyet verebilir. Süreç içerisinde mutluluğa erişmek ya da kıymetini fark edebilmek adına hayatın üzücü ve acı veren yönle­rini görerek mutsuzluğu tatmak normaldir ve önemlidir.

MUTSUZLUĞU TATMAK

Hayatımızın her alanında bazı iniş çıkışlar yaşıyor ya da bu iniş çıkışlardan birinde bulunuyor olabiliriz. Örneğin, şu anda haya­tınızdaki her şeyin ters gittiğini varsayalım ve bir bakmışsınız, her şey olması gerekenden daha kötü ilerliyor. Mesela, sevdiğiniz bir insanı kaybedebilirsiniz, hedef­lerinize ulaşamayabilirsiniz, bir hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz ya da bir kişinin yasını tutuyor ola­bilirsiniz. Peki tüm bunlarla baş ederken mutluluğu kovalayabil­mek, bu duyguları teğet geçmek, yok saymak, göz ardı etmek ve hissetmemek mümkün mü? Size üzücü gelen bir olay yaşadığınızda o durumu ya da başınıza gelenleri düşünmeden mutluluğun peşin­den koşmaya çalışmak ve sizi üzen her ne ise onu idrak etmeden, mutsuzluğu tatmadan mutluluğa ulaşmak mümkün mü?

HER ACI YAŞANMAK İSTER

Üzüntülerimizi deneyim­lemeye fırsat vermeden mutlu olmaya çalışarak sahte bir duy­guya bürünmek âdeta bir iş ye­rinde zorla gülmesi istenen bir personelin yapmacık gülüşlerini sergilemesi gibi bir durum ola­caktır. Duygularımızı bastırmak, mutsuzluğumuzu kabul etme­mek ve yaşanan olaylara karşı olağan tepkileri verememek, sanki yüzümüzde bir maskeyle yaşıyormuşuz gibi hissettirebi­lir. Kendimiz ile gerçek duygula­rımız arasına bir set çekiyor ol­mak, hislerin inkâr edilmesinin bir yoludur. Freud, bu konuya dair şöyle söyler: “Mutsuzluğu tatmadan, hep mutlu olmak istersin. Oysa, nelerin seni mut­suz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını bilemezsin.”

Bu nedenle mutsuzluktan kaçmaya çalışarak mutluluğa ulaşılamayacağının bilincinde olmak oldukça önemlidir. Bastı­rılan ve hatta normal dışı kabul edildiği için sergilenemeyen duygular, insan hayatında bazı psikolojik ve fiziksel sorunları beraberinde getirebilmekte­dir. Dolayısıyla bu duyguları yaşamak için kendimize fırsat vermek bir anormallik değil aksine daha sağlıklı bir duygu işlemleme sürecidir. Bu duygu­ların deneyimlenmesiyle birlikte bireylerin de kendilerine yönelik farkındalık düzeyleri artacak; mutsuzluğu tatmak devamında mutluluğu da getirebilecektir.

“Mutsuzluğun inkârından kaçınılmalı, mutluluğa erişebil­mek için mutsuzluğu tatmalı.”

1 Tokaç, N., Mutsuzluk, İstanbul, 2022, (naciyetokac.com.tr)

2 Kaya, C., Mutsuzluk Hissi ve Psikoloji, 2022

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir