Cumartesi, Mayıs 17, 2025
Kategori:

Filistinli Üniversiteler Ateşkes için Destek Arıyor

Paylaş

İkisi Gazze Şeridi’nde olmak üzere 15 Filistin üniversitesi ortak bir bildiri yayınlayarak uluslararası akademik kurumları Birleşmiş Milletler tarafından garanti altına alınmış acil bir insani ateşkes çağrısında bulunmaya davet etti. Ayrıca, Gazze Şeridi’nin tamamına eşit bir şekilde dağıtılmak üzere yeterli miktarda insani ihtiyacın (su, gıda, yakıt, ilaç dahil) derhal Gazze’ye girmesi için çağrıda bulunmaya davet ettiler.

15 üniversite, Gazze’de kuşatma altında tutulan 2.3 milyon Filistinli sivil için BM koruması talebine destek arıyor. Ayrıca uluslararası akademik kurumlara “herhangi bir etnik temizliği reddeden net tutumlar yayınlamaları” ve “adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışa” ulaşılması için destek çağrısında bulundular. 29 Kasım tarihli açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden bombardımanları ve işgal altındaki Filistin’in tamamında Filistin halkına, evlerine ve kurumlarına yönelik askeri- saldırıları sırasında vatanlarını derinden yaralayan acımasız vahşeti durdurmaya ve üstesinden gelmeye kararlı oldukları belirtildi.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne göre, İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü askeri operasyon sonucunda Gazze’de 5 Aralık itibariyle ölü sayısı %70’i çocuk ve kadın olmak üzere 16.200’ü geçmiş, 43.600’den fazla kişi de yaralanmıştır. Gazze’deki koşulları anlatan üniversitelerin mektubunda, İsrail’in “son 16 yıldır kuşatma altında tuttuğu” işgal altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik ayrım gözetmeyen bombardımanının yanı sıra su, gıda, ilaç ve yakıt girişine yönelik mevcut yasağın “ölçülemez acılara” neden olduğu belirtiliyor. Açıklamada bombardımanın kümülatif etkisinin, çoğu öğrenci, öğretim üyesi ve personelden oluşan kitlesel ve sürekli ölümlere yol açtığı, onları yerlerinden etmeye ve yıkıma neden olduğu, Gazzeli çocuk ve öğrencilerin nesiller boyu eğitime erişim imkanını bile belirsiz bir geleceğe doğru tehlikeye attığı belirtiliyor.

Güvenlik Konseyi kararı veto edildi…

8 Aralık’ta BM Güvenlik Konseyi’nde yapılan ve 15 Güvenlik Konseyi üyesinden 13’ünün desteklediği acil insani ateşkes çağrısı yapan oylama ABD tarafından veto edildi. Mevcut İsrail-Filistin askeri çatışması, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırıyla başladı. Birleşmiş Milletler, Hamas’ın bu saldırı sırasında cinsel şiddete başvurduğuna dair iddiaları dinledi. Ancak Hamas, askerlerinin cinsel şiddete karıştığını reddetti. Kanıtlar da uluslararası müfettişler tarafından doğrulanmadı.

Uluslararası hukuk ihlalleri…

Filistinli üniversiteler tarafından yapılan açıklamada mahallelerin, hastanelerin, okulların, sığınakların ve üniversitelerin kasıtlı olarak hedef alınmasının uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Daha önemlisi uluslararası insani hukuk uyarınca, siviller ile birlikte eğitim alanlarının saldırıların hedefinde olmaması gerektiğinden yakındı. Gazze İslam Üniversitesi, El-Ezher Üniversitesi ve diğer üniversitelerin İsrail hava saldırılarına maruz kaldığının altı çizilmiştir.

İsrail, Hamas’ı hastane ya da okul gibi sivil binaların içinde ya da sivil binaların altındaki tünellerde faaliyet göstermekle suçlamıştır. Ancak, sivil nesnelerin hedef alınmasını haklı göstermek için kanıt sunması gerekmektedir. İsrail Savunma Kuvvetleri 16 Ekim’de Gazze’deki İslam Üniversitesi’ni havaya uçurmak için hava saldırısı düzenlediğinde, bir video eşliğinde yaptığı açıklamada üniversitenin Hamas’ın askeri eğitim kampı olarak silah geliştirmek ve üretmek için kullanıldığını iddia etti, ancak bu iddiayı doğrulayacak kanıtlar sunmadı. Benzer şekilde, İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze’deki Al Shifa hastanesine baskın düzenlediğinde, hastanenin Hamas tarafından üs olarak kullanıldığını sadece iddia etti. Daily Mail’in 15 Kasım tarihli haberine göre, İsrail Savunma Kuvvetleri sözcüsü Yarbay Jonathan Conricus, baskını gerekçelendirirken, çantalar içinde silah ve bir dizüstü bilgisayar bulunduğuna dair kanıtlar olduğunu, ancak bir komuta merkezine ilişkin kanıt bulunmadığını söyledi. Roma Statüsü uyarınca, sivil nüfusa ya da sivil nesnelere ve eğitime adanmış binalara karşı kasıtlı olarak saldırı düzenlemek yasaktır. Uluslararası hukukta orantılılık ilkesi uyarınca bir eylemin hukuka uygunluğu aynı zamanda amaç ile kullanılan araç ve yöntemler arasındaki dengeye ve eylemin sonuçlarına bağlı olarak belirlenir. İnsancıl hukukun, somut bir askeri girişimle doğrudan ilişkisi olmayan ve orantısız bir şekilde saldırmanın yasakladığı ve sivil nüfusa, sivil nesnelere verilen zararı sınırlamak için tasarlandığı gerçeğini yansıtır.

Üniversite faaliyetleri felç oldu…

Filistin üniversitelerinin açıklamasında, Batı Şeria’daki çoğu Filistin üniversitesinin 9 Ekim’den itibaren zorunlu olarak online eğitime geçtiği, ancak Gazze’deki tüm üniversitelerin elektrik olmaması, sabit internet bağlantısının olmaması ve tüm personel ve öğrencilerin hayatta kalmaya öncelik vermesi nedeniyle tamamen felç olduğu belirtiliyor.

Açıklamada İsrail üniversitelerinin yerleşimci sömürgecilik ve ırkçılık rejimini şiddetli biçimde destekledikleri, yanı sıra silah, askeri doktrin ve Filistinlilerin ayrım gözetmeksizin kitlesel olarak hedef alınması amacıyla yasal gerekçe geliştirmek de dahil olmak üzere ağır insan hakları ihlallerinin suç ortağı oldukları için sorumlu tuttuğu belirtiliyor. Batı Şeria’da, Filistinli Mahkumlar Derneği’ne göre, 5 Aralık itibariyle, 7 Ekim’den bu yana 3,580 Filistinli tutuklanmıştır. Tutuklananların çoğu siyasi faaliyetlere karıştığından şüphelenilen akademisyen ve öğrencilerden oluşuyor. Kudüs Post Gazetesi, 2 Kasım’da, İsrail Cezaevleri Servisi verilerine dayanarak, Filistinlilerin yargılama olmadan yada suçlama ispatlanmadan hapsedilmesi dahil bir önceki ay 1.319 olan idari gözaltı sayısının 7 Ekim’den bu yana 2.070’e yükseldiğini yazdı. Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre 4 Aralık’a kadar Batı Şeria’da 256 Filistinli öldürüldü.

İşgal ve abluka çerçevesi…

Üniversiteler, İsrail ordusunu Filistinlilere karşı ‘savaş suçu’, ‘soykırım’ ve ırkçılık kapsamına giren çeşitli suçlar işlemekle suçluyor. Filistinli üniversitelere göre, İsrail üniversitelerinin insan hakları ihlallerinin suç ortağı olduğunu, bu nedenle uluslararası izolasyonla karşı karşıya kalması gerektiğini ve uluslararası akademik kurumları soykırım savaşını ve İsrailli yerleşimci sömürgeciliğini sona erdirmek için derhal somut adımlar atmaya çağırdıklarını açıkladılar. Ayrıca yapılan açıklamada, uluslararası akademik camiayı, hakikati arama ve soykırım faillerini sorumlu tutma yönündeki entelektüel ve akademik görevini yerine getirmeye çağırdıkları belirtilmiştir.

İnsan haklarının korunması…

Londra Üniversitesi’nde küresel düşünce ve karşılaştırmalı felsefe alanında profesör olan Arshin Adib-Moghaddam, çok sayıda Filistinli meslektaşın öldürüldüğünü, Filistinli akademisyenlerin çağrısının uçurumdan gelen bir yardım çığlığı olduğunu söyledi. Saklı Filistin (Hidden Palestine) tarafından yapılan bir Instagram paylaşımına göre, 2 Kasım’da UNESCO Filistin Fizik, Astrofizik ve Uzay Bilimleri Kürsüsü Başkanı ve Gazze İslam Üniversitesi Rektörü Profesör Sufyan Tayeh’in Cebaliye’de İsrail hava saldırısında tüm aile üyeleriyle birlikte öldürüldüğü bildirildi.

“Her şeye rağmen” siyasi ve ideolojik çarpıtma olmaksızın insanlık dışı eylemleri kınayan bilimsel bir fikir birliği olması gerektiğini savunan Adib-Moghaddam, bir terör eyleminin sivillerin toplu olarak öldürülmesini meşru kılmadığını, sivil ölümler için hiçbir gerekçe, masumların öldürülmesini meşru kılacak hiçbir gündem olmadığını aktardı. Dünyanın dört bir yanından önde gelen akademisyenler, insan hayatının kutsal değerinin ihlal edilmesinin her yerde aynı sinsi inançla kınanması gerektiği konusunda hemfikirdir.

(University World News, Wagdy Sawahel, Brendan O’Malley ve Helena Flusfeder, 10 Aralık 2023 tarihli yazıdan yararlanılmıştır.)

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir