Cumartesi, Temmuz 5, 2025

Fatıma Binti Abdülmelik: Tevazu ve Sadeliğin İncisi

Zehra Akkuzu

Paylaş

Abdülmelik bin Mervan’ın (Radıyallahu Anh) kızı olarak dünyaya gelen Fatıma, Sahabe-i Kiram’ın yetiştirdiği seçkin bir aile ortamında büyümüştür. İslam halifesinin kızı olmasının ayrıcalıklarını ve aynı zamanda zorluklarını yaşamıştır. Sarayın lüks şartları içinde babası Abdülmelik bin Mervan (Radıyallahu Anh) halife olarak yürüttüğü devlet işlerini düzenleyerek bir yanda birlik ve düzeni tesis etmeye çalışmakta, diğer yanda İslam’ın nuruyla fetihlere girişerek dinin yayılmasına öncülük etme çabasındadır. Yirmi yıl süren hilafet dönemi boyunca, mücadele dolu bir süreç geçiren Abdülmelik bin Mervan(Radıyallahu Anh) , bu süre zarfında kızı Fatıma’nın büyümesine ve evlilik çağına gelmesine de tanıklık etmiştir.

FATIMA BİNTİ ABDÜLMELİK’İN HAYATI VE EVLİLİĞİ

İslam dininin hızla yayıldığı dönemlerde Fatma binti Abdülmelik (Radıyallahu Anha), Emevi halifesi Abdülmelik bin Mervan (Radıyallahu Anh) ve Ummü Habibe binti Abbas’ın (Radıyallahu Anha) kızı olarak Medine’de doğdu.  Fatma binti Abdülmelik’in (Radıyallahu Anha) ailesi, Emevi Hanedanı’nın önemli ve etkili bir üyesidir. Ömer bin Abdülaziz (Radıyallahu Anh) ile olan evliliği ve onun hükümdarlığı sırasındaki etkisi, tarihçiler tarafından önemle vurgulanmıştır.

Emeviler’in sekizinci halifesi olarak görev yapan Ömer bin Abdülaziz’in (Radıyallahu Anh) yönetim süreci, İslam tarihinde önemli bir dönem olarak kabul edilir. O hükümdarlığı döneminde adil ve insancıl politikalarıyla bilinen bir lider olduğu için, eşi Fatma da onunla birlikte anılmıştır.

Fatma binti Abdülmelik (Radıyallahu Anha), bir eş olarak, halifenin yönetiminde yol gösterici ve destekleyici bir hanım olmuştur. Ömer bin Abdülaziz’in, hükümdarlık politikalarını eşine danıştığı ve onun önerilerini dikkate aldığı tarihi kaynaklarda belirtilir. Halifenin, cömertlik ve eşitlik prensipleriyle hareket etmesinde, eşi Fatma’nın da etkili rol oynadığı düşünülmektedir. Ömer bin Abdülaziz (Radıyallahu Anh) İslam’ın öğretileriyle uyumluluğu, adil ve insancıl yönetimiyle öne çıkmış ve İslam’ın sosyal adalet prensiplerine uygun bir şekilde hareket etmiştir. Bu dönem, İslam tarihinde “Adaletli Halife” olarak anılan Ömer bin Abdülaziz’in (Radıyallahu Anh) etkileyici liderliğiyle öne çıkar.

TEVAZU DOLU BİR HİLAFET DÖNEMİ

Halifelik görevinin başlamasıyla beraber, Fatıma ve kocası için tevazu dolu bir hayat başlar. Emevi hanedanının saray yaşantısından uzaklaşıp, hizmetlileriyle eşit yaşamayı tercih ederler. Kendilerine gelen hediyeleri dahi satıp elde edilen geliri beytülmâle yani devlete ait malların korunduğu hazineye bağışlarlar. Ömer bin Abdülaziz’in (Radıyallahu Anh), Emevi hanedanının Ehl-i Beyt’e yönelik düşmanca tavrını değiştirmeye çalıştığı bir dönemde, Fatıma onun en büyük destekçisi olur.

Ömer Bin Abdülaziz (Radıyallahu Anh) hilafeti ilk üstlendiğinde mahzun bir hale bürünmüştür. Âzâdlı kölesi, onun pek kederli ve düşünceli olduğunu görünce: “Bu hâlinizin sebebi nedir? “diye sordu. Halife ise “Doğudan batıya kadar olan Ümmet-i Muhammed’in hukukunu yerine getirme vazifesi bana verildi. Bundan büyük endişe edecek şey olur mu?” Daha sonra hanımı ve amcasının kızı olan Fâtıma binti Abdülmelik’i (Radıyallahu Anha) yanına çağıran halife “Eğer benimle birlikte yaşamak istersen ziynet ve mücevherlerini beytülmâle bırak. Zirâ onlar senin yanında iken ben seninle beraber olamam.” deyince Fâtıma, bütün ziynet ve mücevherlerini beytülmale verdi. Fâtıma binti Abdülmelik’in (Radıyallahu Anha) bu davranışı, Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kızı Fâtıma (Radıyallahu Anha) gibi manevi süsler ve ruhi meziyetler ile yaşamaya karar verdiğini göstermekteydi.

Beytülmâli kendisine bir emanet gibi gören Ömer bin Abdülaziz (Radıyallahu Anh) ile Fatıma binti Abdülmelik’in (Radıyallahu Anha) hayatı, bu prensip doğrultusunda geçer. Fatıma, hiçbir kızgınlık veya çaresizlik belirtisi göstermeden, tasadduk ve hayır işleriyle hayat süren biri olarak öne çıkar. Fakirleri doyurarak ve ihtiyaç sahiplerini gözeterek eşinin iktidarı boyunca halkın içindeki eli haline gelmiştir.

Ömer bin Abdülaziz’in (Radıyallahu Anh) hilafeti, Emeviler’in en güzel dönemlerinden biridir ve bu başarıda Fatıma’nın destek ve etkisi önemli bir rol oynar. Bu dönemde çift, sade, huzurlu ve mutlu bir hayat sürer, hayır işlerine odaklanır ve adaleti gözetir. (Bayraktar Karahan, İz Bırakanlar, 2020) Eşinin zorlu görevlerinde ona sükûnetle destek olan Fatma binti Abdülmelik (Radıyallahu Anha) bizlere Müslüman bir hanımın, bir eşin misyonu konusunda önemli örnek oluşturmaktadır. Kendisi bir halifenin kızı ve bir halifenin hanımı olmasına rağmen, beklenenin aksine mütevazi bir ömür sürdü. O, hayatıyla tevazu ve sadeliğin en güzel değerler olduğunu bizlere hatırlatıyor.

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir