EL-METÎN
Sözlük anlamı: Çok güçlü ve sağlam, fiillerinden dolayı kendisinde herhangi bir acizlik, güçsüzlük, zorlanma veya yorulma meydana gelmeyen, kâmil kudrette olan.
“Metîn” sıfatı Kur’an-ı Kerim’de yalnızca bir ayette Allah Teâlâ’ya izafe edilerek “Şüphesiz rızık veren, kuvvet sahibi, metîn olan ancak Allah’tır.”1 buyurulur. Nitekim Rabbimiz rızıklandırırken aciz kalmaz, yorulmadan mümine ve kâfire verdikçe verir. Allah’ın el-Metîn ismini bilen kimseler, kendi sınırlı güç ve kuvvetiyle övünmeyi terk ederek tevazu sahibi olurken, maddî-manevî zayıflık ve tembellikten de “el-Metîn” ismi vasıtasıyla Allah’a sığınırlar. Rabbinin “el-Metîn” olduğunu idrak eden, kendi faniliğini daha iyi kavrar.
Dua: Ya Metîn, Ya Allah! Karada gemi yapanlara Nuh’un dirayetini ver, ateşle sınananlara İbrahim’in haliliyetini, adananlara İsmail’in teslimiyetini, zindanla sınananlara Yusuf’un ehliyetini, canla sınananlara Yahya’nın şehadetini, iffetiyle sınananlara Meryem’in safiyetini, zulümle sınananlara İsa’nın ruhaniyetini, Kur’an’la sınananlara Muhammed’in muhabbetini ver!
1 Zariyat Suresi, 58
EL-VEKÎL
Sözlük anlamı: İşin havale edildiği kimse, koruyucu, yardım eden, görüp gözeten, yarattıklarının işlerinin görülmesinde sonsuz güven duyulan kâmil ve tek otorite.
Müslümanın Allah’ın din, tabiat ve toplumla ilgili kanunlarına uygun bir teslimiyetle O’nu vekil edinmesi ve sonuç için acele etmeksizin rıza göstermesi nispetinde “el-Vekîl” isminden nasibi bulunur. Allah’ın kullarını muhatap alarak kendisinin vekil edinilmesini istediği “Allah’a güven, vekil olarak Allah yeter.”1 ayet-i kerimesiyle de anlaşılır. Rabbimizin bizden beklentisi, sebeplere sarılarak işlerimizi kurallarına uygun bir şekilde çalışkanlıkla yaparken tevekkülü kuşanarak, sabırla güven içinde sonucu beklememizdir. Nitekim Rabbimiz, “Çalışanların ücreti ne güzeldir. Onlar ki sabrederler ve Rablerine tevekkül ederler.”2 buyruğuyla tevekkülün yani Allah’ı “el-Vekîl” olarak bilmenin şartlarını çalışmak ve sabretmek olarak belirlemiştir.
Dua: Ya Vekîl, Ya Allah! Aczimi Sana şefaatçi eder, kudretini dayanağım eylerim. Fakrımı Sana elçi eder, rahmetini sığınağım eylerim. Bize öyle bir tevekkül ver ki Senden başkasına kul olmayalım.
1 Nisa Suresi, 81
2 Ankebut Suresi, 58-59