Pazar, Nisan 27, 2025

Dursun Ali Erzincanlı

İkra Harmancı Ümmü Gülsüm Yeşil

Paylaş

Şair ve yazar olarak tanıdığımız Dursun Ali Erzincanlı mesleki kimliği dışında kimdir, kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1969 Erzurum doğumluyum. İlk orta ve liseyi Erzurum’da tamamlayıp, üniversite için geldiğim İstanbul’da yaşamaya başladım. İki erkek, bir kız olmak üzere üç çocuğum vardı, şimdi iki de torun eklendi ailemize.

Üniversitede Arşivcilik Bölümü’nde okumuşsunuz. Bu seçiminizi hangi düşüncelerle yapmıştınız, sizi yönlendiren birileri olmuş muydu?

Üniversite bölümü açısından beni yönlendiren kimse olmadı. En azından Arşivcilik konusunda yönlendiren olmadı. Benim asıl hedefim üniversiteyi İstanbul’da okumaktı. Bu yüzden tercihlerimi, İstanbul merkezli yaptım. İmam Hatip Lisesi mezunu olduğumdan ve Arşivcilik de Osmanlıca ağırlıklı olduğundan, bu bölümü tercih ettim.

Bir röportajınızda “hayallerimin şehri İstanbul” ifadesini kullanıyorsunuz. İstanbul’un sizin için bu denli önemli olmasının sebebi nedir?

Zannediyorum çocukluğumda okuduğum kitapların, hikâyelerin veya etkisi altında kaldığım yazarların biyografilerinde İstanbul’dan çok bahsetmelerinin, tarihî bir şehir olmasının, izlediğim filmlerin etkisiyle, içimde bir İstanbul aşkı doğdu; ama mesleki olarak medya ilgimi çekmeye başlayınca bu hayalimi gerçekleştirebileceğim yegâne şehrin İstanbul olacağı kanaatine vardım. Bu kanaat, bir bakıma hayal ettiğim şehirde yaşamamın gerçeğe, dönüşmesinde önemli bir etken oldu…

Biraz da yazar ve şair kimliğinize değinecek olursak, sanatçının ya da yazarın toplumun inşasında rolü nedir? Kendinize de bu noktada yönlendirmeler yapıyor musunuz?

Toplumu oluşturan insanın inşasında, kalp, ruh ve diğer latifeleri unutmak materyalist bir bünye ortaya çıkaracağı için mutlak surette bu dünyanın gerçeğine kapı aralayan nasihatleri kulak ardı etmemek lazım. Dünyevi bir haz peşinde koşmanın bir eğitimi yok. Eğer ruh gıdalanmazsa kendi kendine dünyevileşecektir zaten. Sanatçı ve yazarın kullandığı dil, hayata dair fikirleri, hitap ettiği insanları şekillendirir. Örneğin, Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç gibi fikir işçileri, günümüz toplumunun bir kesimini müspet manada şekillendirmişlerdir.

Kendime yönlendirmeler yapmak zorundayım. Çünkü günümüzde medyanın gücü çok çok etkin. Fazlaca göz önündeyiz ve söylediklerimizle yaptıklarımızın uyumlu olup olmadığını gizlememiz çok zor. Onun için yaşantımızın idealimizle örtüşmesi gerekiyor.

Şiirlerinizi kaleme alırken yanınızda olan, sizi destekleyen ya da yönlendiren birileri var mı/en çok kimden, neyden destek aldığınızı hissediyorsunuz?

Allah Teâlâ rahmet eylesin, anneme okurdum şiirimi. Eşime, çocuklarıma… kalbine güvendiğim arkadaşlarıma… Benim etkilendiğim yerlerde onların da etkilenip etkilenmediklerini gözlemliyordum. “Acaba bu bölümü silsem mi?” dediğim yerler hakkında ne düşünüyorlar diye, nabızlarını ölçerdim. Bu usul benim için çok yararlı olmuştur.

Çok çeşitli eserleriniz olmasına rağmen şiirleriniz ve onları okuyuşunuz/seslendirişiniz ile zihinlerde yer edindiniz. Şiir okumanın inceliğine/tesir eden okumaya dair Hüma okuyucularına önerileriniz olur mu?

Ben şiir okumaya başlarken sanki Efendimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) huzurundaymışım gibi düşünürüm. O huzurda olsaydım nasıl durur, nasıl bir tavır ve edayla okurdum, mülahazasıyla şiir okumaya hazırlanırım. Bazen bunu hakkıyla yapınca, ciddi tesirini görmüşümdür. Bazen benim hâlim, bazen de dinleyicinin ihlası, bizi rahmet iklimine taşımıştır. Genel düstur şuydu: Hitap ettiğim veya andığım Zât’ın heybetine halel getirmeyecek şekilde durmalı ve okumalıydım.

Yazdığınız şiirleri bir insan olarak düşünürsek, hangi karakterde bir insan olurdu?

Şiirlerim, Sevgili Peygamber Efendimiz’i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) andığı için, O’nu (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) en güzel anan sahabe efendilerimizin (Radıyallahu Anhum) karakterleri sanki daha uygun gibi geldi bana.

En son okuduğunuz kitap?

Sezai Karakoç / Samanyolunda Ziyafet

Kendinize sık sık hatırlattığınız bir ayet, bir hadis…

“Muhakkak ki Allah her şeye Kâdir’dir.” ayet-i kerimesi ve “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” hadis-i şerifi.

Yürümekten keyif aldığınız bir yol, güzergâh…

Sultanahmet’ten Sirkeci’ye iniş yolu.

Hayatınızda kırılma noktası olan bir an…

Nakşibend büyüklerinden Şeyh Seyyid Muhammed Raşit Hazretleri’ni (Rahmetullahi Aleyh) tanımam.

İstanbul’da sizi rahatlatan, tek başınıza olsanız bile kendinizi yalnız hissetmediğiniz bir yer…

Eyüp Sultan.

İyi ki yazdım dediğiniz, sizi etkileyen mısra…

“Sen hâlâ kırk yaşındasın ve hâlâ ümmetinin başındasın”…

İlham kaynağınız olan biri ya da bir şey…

İnşallah Peygamber Efendimiz’dir (Sallallahu Aleyhi ve Sellem).

Efendimiz’i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tanımlayan bir ifade/söz/kelime…

Abdühû ve Resûlühû (O’nun Kulu ve O’nun Resûlü).

Bir nasihat…

“Ölecek ve hesaba çekileceğiz.”

Bir dua…

Yusuf Peygamber’in (Aleyhisselam) duası: “Allah’ım, bizi Müslüman olarak öldür ve salihler arasına kat.”

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir