Cumartesi, Mayıs 17, 2025

Dua Nasipdarı: Ümmü Ebu Hureyre

Esma Nur Altan

Paylaş

Hakkını vererek sevmeyi ve o sevginin peşinden gitmeyi bilen ve sevdirmeye de gayret eden merhamet timsali bir evladın annesi Ümmü Ebu Hureyre…

Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) deyince ardından Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir sözü gelecekmiş gibi hissedebiliriz. Adını çokça duymuşuzdur. Çünkü O, en çok hadis rivayet eden sahabelerden bir tanesidir. Kendisi hicretin yedinci yılında Devs kabilesinin reisi Tufeyl ibni Amr (Radıyallahu Anh) vasıtasıyla Müslüman olmuştur. O, hakikat aşkından uzak kalamayıp müşrik annesini de alarak kabilesinden Müslüman olanlarla beraber Medine’ye gitmiştir. Ümmü Ebu Hureyre ile Ebu Hureyreyi birbirinden ayrı olarak bahsetmek neredeyse imkansız. Çünkü Ebu Hureyre’nin (Radıyallahu Anh) gönlündeki en hüzünlü noktadır.

Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) Hakk’ı öyle bir sevmiştir ki onu anlamak ve hakikatle en yakından yoğrulabilmek için her şeyini geride bırakmıştır. Evini, mesleğini ve zenginliğini geride bırakarak Medine’ye gitmiş ve dünyalık işlerden uzak durarak kendini tamamen ilme adamıştır. İslâmiyet’e geç kalmış olmanın verdiği aşkla hakikate sıkı sıkı sarılmıştır. Mescid-i Nebi’ de ki Suffe’de aç kalma pahasına da olsa ayrılmayarak Resulullah’ın söylediklerini dikkatle dinlemiş, sorular sormuş ve ezberler yapmıştır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) O’nun bu gayretini ve ezber özelliğini fark etmiş ve O’na ilgisini ve sevgisini göstermiştir. O, Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sözlerini unutmamak için dualar etmiş ve Resulullah da O’nun bu duasına ‘‘Amin!’’ demiştir (Ebu Hureyre, TDV İslam Ansiklopedisi).

GAYRET VE DUA

Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) gibi ilimli bir kimsenin annesi müşrikti. O sevginin kaynağından beslendikçe belki de O’na sevmeyi, merhameti öğreten annesinin böyle bir hakikatten uzak olup O’na kızması kendisini oldukça üzmüştür. Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh), kendisini yeni bir hayat ile tanıştıran bu hakikati her fırsatta annesine anlatmaya çalışmıştır fakat başarılı olamamıştır. Bu durum artık O’nun için dayanılmaz bir sıkıntı haline gelmiştir. Çünkü annesi gitgide yaşlanmaktadır. Kendisi bu durumu şu şekilde anlatmaktadır:

 Resul-i Ekrem’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) huzuruna gittim. Ağlayarak derdimi şöyle anlattım:

“-Ya Rasulallah! Ben annemi İslâm’a davet ediyorum. O ise benden yüz çeviriyor. Bir türlü kabul etmiyor. Bugün yine davet ettim. Müslüman olmasını söyledim. Bana hoş olmayan sözlerle karşılık verdi. Üstelik senin hakkında kötü sözler söyledi. Buna dayanamadım ve ağlayarak huzuruna geldim. Annemin hidayete ermesi için Allah’a dua et!” diye yalvardım.

 Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “- Allah’ım! Ebû Hureyre’nin annesini hidayete erdir.” buyurdu.

Rasulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu müjdesini alır almaz hemen sevinçle yanından ayrıldım. Süratle evin yolunu tuttum. Evin kapısından girdiğimde annem ayak sesimi duydu ve bana şöyle seslendi:

“- Yerinde kal ey Ebu Hureyre! Bekle!” dedi.

İçeriden su sesleri geliyordu. Biraz sonra elbisesini ve örtüsünü acele ile giyerek kapıya geldi. Kapıyı açar açmaz bana gülümseyerek kelime-i şehadeti söyledi.

“ Ey Ebu Hureyre! Ben şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir” dedi.

Eve girmeden sevinç gözyaşları içerisinde derhal geri döndüm ve Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna vardım. Yine ağlayarak:

“-Ya Rasulallah! Müjde ! Allah senin duanı kabul etti ve annem Müslüman oldu” dedim. Bu haberden memnun olan Sevgili Peygamberimiz : “Allah’a hamd ü sena etti ve “hayırlı olsun” buyurdu.

Ben bu sıcak ortamdan istifade ederek tekrar bir niyazda bulundum.

“ – Ya Rasulallah! Annemi ve beni müminlerin sevmesi için, bizim de müminleri sevmemiz için dua ediniz” dedim.

Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana tebessüm ederek:

“-Allah’ım! Bu Ebu Hureyre ve annesini mümin kullarına; müminleri de onlara sevdirdiye dua buyurdu.[1]

Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) malından, mesleğinden ve yerinden vazgeçmişti. Yaşadığı hayat ile de Allah ve Resulu’nun emirlerine bağlılığıyla sevgisini ispat etmişti. Allah da O’na ve annesine bu duayı alabilmeyi nasip etti.

Aişe (Radıyallahu Anha) anne- oğul ilişkilerini şu sözleriyle ifade etmiştir: ‘‘Vallahi ben Ebu Hureyre’den başka annesine karşı bu kadar merhamet dolu yaklaşan birini daha bilmiyorum.’’

Ebu Hureyre’’nin (Radıyallahu Anh) annesi ile olan iletişimi her daim merhamet ve sevgi üzerine olmuştur. Vali olarak görev aldığı zamanlarda annesinin evine her sabah ve akşam giderek halini sormuştur. Ümmü Ebu Hureyre oğluna,  ‘’Bana yaşlılığımda iyilik ve ihsanda bulunduğun gibi Allah da sana merhamet eylesin, seni hayırla mükâfatlandırsın ve senden razı olsun ve seni korusun!” diye dualar etmiştir.[2]

BİZE DÜŞEN…

Ümmü Ebu Hureyre’nin vefatı ile ilgili detaylı bilgi bulunmamaktadır. Ama evladının hayatından ve O’nunla ilişkisinden bizlere kendimize sorabileceğimiz birçok soru çıkmaktadır. Hakikati sevmek ve ne pahasına olursa olsun O’nun peşinden gitmek… Bizler de Allah ve Resulu’nu seviyoruz. Hiç şu ana kadar küçükte olsa bu sevgimizi ispat edebilecek fedakârlıklar yapabildik mi?

[1] Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 269, Temmuz 2008

[2] Unutmayı Unutan Bir Sahâbî; Ebû Hüreyre | Muhammed Emin Yıldırım (2. Ders), https://www.youtube.com/watch?v=qSmG0ewuLWw&t=16s

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir