Yaşadığımız hız çağında değişen en önemli parçalarımızdan biri yemek kültürümüz olsa gerek. Hızlı yaşamak, bir yerlere yetişmeye çalışmak bizleri batı tarzı beslenmeye, fast-food tüketmeye itti. Çeşit çeşit insanların yerini tek tip insanların alması gibi çeşitli yemek kültürlerinin yerini de tek tip bir yemek kültürü aldı. Yemek kültürümüzden uzaklaştık ve tek tip beslenmeye başladık. Sağlıksız olduğu herkes tarafından kabul görülmesine rağmen katkı maddeleriyle dolu olan bu fast-food tarzı ucuz, lezzetli ve estetik özellikleriyle insanların vazgeçilmezi hâline geldi. Fast-food ürünlerini adeta sanata dönüştürüp pazarladılar. Hızla ulaşılır olması da hız çağında yaşayan insanımız için çok büyük bir avantaj oldu elbette.
YENİ YEMEK KÜLTÜRÜMÜZDE NE YİYORUZ?
Fast-food veya batı tarzı beslenmeyle beraber vücudumuza trans yağları, basit şekerleri, çeşitli katkı maddelerini alıyoruz. Olmazsa olmazımız olan yeterli ve dengeli beslenmenin yeterlilik kısmını bu yüksek enerjili fast-food ürünlerle fazlasıyla karşılıyoruz. Ancak dengeli kısmında fast-food tamamen sınıfta kalıyor.
FAST-FOOD İNSANI HANGİ NOKTALARDA NASIL ETKİLİYOR?
- Beden sağlığı
İçerdiği yüksek enerji sebebiyle vücut yağ yüzdesinde ciddi artışlara sebep oluyor. Bu da obezite prevalansında ciddi bir artışa sebep oluyor. Özellikle çocukluk çağı obezitesindeki artışta batı tarzı beslenmenin payı çok büyük.
Trans yağ ve kolesterol içeriği sebebiyle kalp damar sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Kansere yakalanma riskini artırıyor. Diğer kronik hastalıklara açık hâle getiriyor.
Katkı maddeleri bulunması sebebiyle helal ve tayyip beslenememe tehlikesiyle bizleri karşı karşıya bırakıyor. Ayrıca içerdiği katkı maddeleri, solunum sistemi, sinir sistemi, sindirim sistemi, üreme sistemi, kalp, göz, deri ve eklem sağlığımızı bozuyor. Bağımlılık yapıyor.
İçeriğinde şeker ve yağın fazla olması; vitamin ve mineralin ise çok düşük olması vitamin mineral yetersizlikleri, kas kaybı, halsizlik, yorgunluk, özellikle kadınlarda anemiler ve osteoporoz, çocuklarda büyüme geriliği gibi sağlık sorunlarına sebep oluyor.
Posa içeriğinin düşük olması sindirim sistemi problemlerine ve ileri seviyelerde bağırsak kanserine sebep oluyor.
Yüksek sodyum içeriği yüksek tansiyonla beraber mide kanseri riskini artırıyor.
Hızlı sindirimi olan basit şekeri yüksek düzeyde içermesi sebebiyle hızlı acıkmaya sebep oluyor.
Pişirme yöntemleriyle de sağlığımızı olumsuz etkiliyor. Tekrar tekrar aynı yağ ile yapılan kızartmalarla beraber akrilamid isimli kanserojen maddeler de vücudumuza giriyor.
- Ruh sağlığı
Bir toplumu köklerinden koparmanın, o toplumu yozlaştırmanın ilk adımlarından biri de toplumun yemek kültürünü bozmaktır. Yemek kültürümüzün bozulması yalnız beden sağlığımızı bozmakla kalmıyor. Her lokma ruh hâlimizi de etkiliyor. Yediğimiz besinler bağırsak floramızı şekillendiriyor. Burada bulunan bakteri türleri yediklerimize göre artıp azalıyor. Örneğin fazla şekerli beslenme tarzı, şeker seven bakterilerin artışına sebep oluyor. Bu bakterilerin artmasıyla insanlar şekere daha düşkün hâle geliyor. En nihayetinde ikinci beynimiz olan bağırsaklarımız tarafından duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız yönetiliyor. Fast-food ürünlerinin içeriğini düşünürsek ne yazık ki olumsuz yönde yönetiliyor. Batı tarzı beslenme fıtratımızı da bozuyor.
NELER YAPABİLİRİZ?
Öncelikle çeşitli yemeklerin olduğu mutfak kültüründen uzaklaşıp hazır gıdalara, fast-food ürünlere yönelmek yerine kendi mutfaklarımızda sağlıklı alternatifler üretelim. Alternatif üretmek için çabalamazsak bizim için mükemmel stratejilerle pazarlanan ve sağlığımızı en kötü şekilde etkileyen hazır gıdalara yönelme olasılığımız artar. Bizi batı tarzı beslenmeye iten tüm yolları kapatmalıyız. Bunun için;
- Yemek yapmak için önce mutfağın temiz ve düzenli olması önemli. Abur cubur besinler mutfakta bulundurmayalım. Temiz ve düzenli mutfakta, yemek pişirme isteğimiz artacaktır.
- Markete alışveriş listesi ile gidelim. Yalnız ihtiyaçların alınmasına yetecek kadar para ile gitmek de faydalı olabilir.
- Daha müsait zamanlarda, zor zamanlar için alternatif yemekler hazırlayıp buzlukta muhafaza edelim. Böylelikle ilk seçeneğimiz hazır gıdalar, fast-food değil buzluğumuzdaki kendi yemeklerimiz olacaktır.
- Dışarı çıkarken meyve, kuruyemiş gibi ara öğün yapabileceğimiz atıştırmalıklar alalım veya sağlıklı bir sandviç hazırlayalım.
- Dışardayken yemek yiyeceğimizde bir alternatifimiz yoksa güvenilir, ev yemekleri veya sağlıklı alternatifleri olan mekanları tercih edelim.
Bizler bu adımları attıktan sonra Allah Teala hayra giden yollarımızı açacaktır. Rabbimiz, batı tarzı beslenmenin böylesine yaygın ve iyi pazarlanmış olduğu bir toplumda emanetini korumak için sağlıklı alternatifleri arayıp bulan tüm Müslümanların yardımcısı olsun. Rabbimize hamd, Resulü’ne salat ve selam olsun.