Çarşamba, Kasım 19, 2025

Beslenme Günlüğü 3

Zeynep Sevde Aksu

Paylaş

Beslenmemizi bize şifa vesilesi kılan Rabbimize hamd olsun, her alışkanlıklarımızı nasıl düzelteceğimizi bize öğreten ve ashabıyla gösteren Peygamberimize salat ve selam olsun.

Önceki iki yazımızda beslenmenin önemine çeşitli açılardan değinerek yeme içmemizle ilgilenmemiz gerektiğini vurgulamıştık. Dikkatli baktığımızda beslenmenin birtakım alışkanlıklar yumağı olduğunu ve yeme düzenini değiştirmenin esasen davranış değişikliği olduğunu fark ederiz.

Alışkanlıklarımızın bazılarını iyi bazılarını da kötü olarak adlandırmamız mümkündür. İyi alışkanlıklar sağlığımızın korunmasına yardımcı olurken kötü alışkanlıklar zaman içerisinde hastalanmamıza sebep olabilmektedir. Sağlığımızla bu derece ilişkili olduğu için bu yazıda “beslenmeyi düzeltmede gerekli temel prensipler”i maddelemeye çalıştık.

ALIŞKANLIKLARIMIZIN TEMELİNİ KURAN VE SÜNNET OLUŞTURMALI:

Refleksle ya da bilinçli olsun, her yeme davranışımız çevreden öğrenmemizle oluşur ve -gayet normaldir ki- hatalar bulunabilir. Bu davranışlarımızı iyi gözlemlemeli, sahih ilim süzgecinden geçirmeli ve İslam’ın prensiplerine uygun hâle getirmek için gayret etmeliyiz. Helal haram kaidelerine uygun beslenmeli, her türlü şartta bu ilahi sınırları korumayı öncelemeliyiz

PEYGAMBERİMİZİN (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM) ÖĞRETTİĞİ SOFRA ADABINA SAHİP OLMALI:

Alışkanlıklarımızı Nebevi Sünnet’ten almalıyız. Yemeğe başlarken Besmele çekmek ve bitince hamd etmek, önünden yemek, doymadan kalkmak, olabildiğince bir toplulukla beraber yemek, yemekten evvel ve sonra elleri yıkamak, üç yudumda içmek, tabaklarda artık bırakmamak… Bunlar sofra adabındandır ve sünnettir. Bu konuda detaylı bilgi için hadis eserlerinde “yeme içme” bahislerine müracaat edilebilir yahut ulemânın konuya dair çalışmaları incelenebilir.

BİRAZ ZAMAN VERMELİ:

Bütün alışkanlıklar gibi beslenme düzeni de değişim konusunda zaman ister. Düzelmeye direnç gösterdiğimiz zamanlar olabilir, böyle durumlarda azimli olmalı ve sabretmeliyiz. Sabır değişimin olmazsa olmazıdır. Hedefe ancak sabredenler ulaşabilir.

MÜKEMMELLİK ARAMAMALI:

İnsan kemale eremez. Yani kusursuz ve tastamam olamaz. Mükemmelliğin yükü altında ezilmeden yol almalıyız. Aslında daha iyi olmaya çalıştığımız her gün kârdayız. Tastamam olma isteği ise bizi yıpratır, “Ya hep ya hiç!” mantığına bizi mecbur eder ve iyi bir adım atmamıza dahi engel olabilir. Hâlbuki insan hata edebilir, unutabilir, ihmal edebilir; beslenmesinde bir yanlışlık yaparsa kişi hemen kendini salmamalı, sağlıklı bir davranışla onu telafi etmeye çalışmalıdır.

EN DEVAMLI OLAN ALIŞKANLIK DAHA GÜZELDİR:

Dört başı mamur bir beslenme düzenine sadece bir ay uyup bir daha uymamak mı yoksa birkaç güzel beslenme alışkanlığını ömür boyu uygulamak mı? Buna çoğumuzun cevabımız ikinci şık olur sanırım. Birkaç alışkanlık azımsanabilir ancak düzenli yapıldığı ve hiç bırakılmadığı takdirde gelip geçici bir sağlıklı yeme planından çok daha kıymetlidir. Çünkü Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Amellerin en faziletli ve kalitelisi en devamlı olandır, az bile olsa.” diye mihenk taşı bir prensip öğretmiştir bizlere. Dolayısıyla, yeni alışkanlık “neredeyse ömür boyu yapabiliriz” kıvamında uygulanabilir olmalıdır. Mesela her gün sebze tüketmek ideal olandır ancak kişi her gün değil de haftada beş gün olduğunda düzenli tüketebilecekse bu daha uygundur.

AŞAMA AŞAMA GİTMELİ:

İstenen hedefe ulaşmak için ara hedef koymak faydalı olacaktır. Hem istikrarı sağlamak hem alışkanlığı tam edinmek için tedricen ilerlemeliyiz. Mesela yeterli su tüketimi, yeterli sebze tüketimi, abur cuburu kesme ve hızlı yemekten kaçınmak diye dört hedef belirlemiş olalım. Bunları sıraya koyup birer birer edinmeye çalışabilir, birini hallettikçe ötekine geçerek daha başarılı bir sonuç elde edebiliriz. Hem kısa hem uzun vadede tedricilik çok yararlı bir yöntemdir.

VAR OLANI KORUMALI:

Alışkanlıkların hepsini yapamayabiliriz, o zaman bütün iyi alışkanlıkları terk etmememiz, kalan kısmı muhafaza etmemiz gerekir. Çünkü her alışkanlık tam bağımsız birer davranıştır yani birini yapmayı bıraktığımızda sadece onu yapmayı bırakmış oluruz, başkasını değil. Bundan dolayı biri yüzünden hepsini bırakmamak lazımdır. Mesela biri tatlıyı aşırı kaçırdıysa “Battı balık yan gider!” deyip tıka basa yemek durumunda değildir. Ya da diyetini bozmuş biri su ve sebze tüketimine hala özen gösteriyor olabilir. Bu onun diyete ihanet ettiğini değil, bilakis diyetten dikkate değer alışkanlıklar kazandığını gösterir.

ALLAH’IN (CELLE CELÂLUH) YARDIMINA MUHTACIZ:

Ne olursa olsun, her hâlimizde iyi alışkanlıklar edinmek için Allah’tan yardım dilemeliyiz. Ancak onun dilemesiyle başarıya erişebilir, kazandıklarımızı da sadece onun yardımıyla muhafaza edebiliriz.  Şuayb Peygamber’e selam olsun, tıpkı onun dediği gibi: “…Başarım ancak Allah’tandır, O’na tevekkül ettim, O’na yöneliyorum.” (Hud Suresi 88) demek şiarımız olmalıdır.

Beslenmemizin istenen şekilde düzelmesi ve şifaya vesile olması temennisiyle…

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir