Dünyaya gözlerimizi açtığımız günden son nefesimizi vereceğimiz ana dek bir başka canlının nefesine, sesine, varlığına ihtiyaç duyduğumuz bir gerçektir. Kimi zaman dilimizden dökülen sözcüklerle kimi zaman belki bir bakışla kendimizi ifade etmek isteriz. Belki de bu durum sosyal bir varlık oluşumuzun en güçlü delillerinden biridir.
Sözlü ya da sözsüz iletişim yollarını kullanarak anlaşılmak ve kendimizi ifade edebilmek isteriz. İnsanoğlu başta olmak üzere tüm canlıların fiziksel ihtiyaçlarının giderilmesi kadar etkileşim hâlinde olabilmesi de hayatî bir önem taşımaktadır. Etkileşim hâlinde olmak karşılıklı iletişimden geçmektedir. Anlamak ve anlaşılmak… İnsan olmamızın gereği olarak iki dudağımız arasından dökülenleri kalpten dinleyen bir kulağa ve idrak etmek için çaba gösteren bir çift göze muhtacız.
Dünyaya gözlerimizi açtığımız günden son nefesimizi vereceğimiz âna dek bir başka canlının nefesine, sesine, varlığına ihtiyaç duyduğumuz bir gerçektir. Kimi zaman dilimizden dökülen sözcüklerle kimi zaman belki bir bakışla kendimizi ifade etmek isteriz. Belki de bu durum sosyal bir varlık oluşumuzun en güçlü delillerinden biridir. Yaşamımız boyunca iletişim konusuyla ilgili sayısız kitap okumuş, birçok seminere katılmış olabiliriz. Ancak yine de teorik bilginin yetersiz kaldığı bazı durumlarla karşılaşabiliriz. Kaynakları farklı olsa da ortaya çıkan sorunları genelde ortak bir başlıkta toplamamız mümkündür. Farkında olsak da olmasak da söz konusu engellerle yolumuzun sık sık kesişebilme ihtimali vardır. Bu nedenle hayatımızda oldukça önemli bir yeri olan iletişim konusunda sıklıkla karşılaştığımız hatalara ve çözüm önerilerine değinmeye çalışalım.
ETKİLİ İLETİŞİM
Öncelikle etkili iletişim kurabilmenin önemli unsurlarından biri olan dinleme konusunu ele alalım. Sağlıklı iletişimin ilk adımı etkin dinlemeden geçer diyebilmemiz mümkündür. Şüphesiz sağlıklı bir dinleme gerçekleşmediyse anlamak ve anlaşılmak çok da mümkün olmayacaktır. Böyle bir durum söz konusu olduğunda tek taraflı yapıcı olmayan bir iletişim kurulacaktır. Bu tip sorunların önüne geçebilmek için etkin dinlemenin gerçekleşmesinde önemli olan bazı konulara dikkat edilmelidir:
- Söylenenleri ilgiyle dinlemeye çalışma,
- İletişimde bulunduğumuz kişi ile göz teması kurma,
- Konuşma esnasında karşımızdaki kişinin sözünü tamamlamasını bekledikten sonra konuşmaya başlama,
- Karşımızdaki kişinin beden dilini algılamaya çalışma gibi durumları göz önünde bulundurma. Öte yandan konuşmacıdan kaynaklanan faktörler de kurulan iletişimin kalitesini oldukça etkilemektedir. Örneğin, “Herkes beni dinlemeli!” arzusu ne kadar gerçekçi olabilir? Konuşmacıdan kaynaklanan hatalara örnek olarak aşağıdaki maddeler verilebilir:
- Konuşulan konu ya da kişiyle ilgili önyargılı olmak,
- Nezaketten uzak bir üslup kullanmak,
- Beden diliyle destek vermemek,
- Sen dili kullanmak,
- Empatiden uzak olmak, duyarsız davranmak.1
Görüldüğü üzere söz hakkının bizde olduğu durumlarda tabiri caizse “sazı elimize almak” ya da kimseye fırsat vermeden karşı tarafı dinlemeye zorlamak çok da istenilen bir durum değildir. Konumumuzu ve sınırlarımızı bilerek ilerlemek yol gösterici olmakla beraber etkili ve sağlıklı bir iletişimi de beraberinde getirecektir. Karşılıklı iletişimde tek taraflı düşünmek bencilce bir kalıba girmekle eşdeğerdir. Ancak bazı durumlar vardır ki biz kendimizi ifade etmede her yolu denesek de sonuç değişmeyecektir. Birtakım yanlış anlaşılmalar bu duruma örnek verilebilir. Nitekim bazen bilmek anlaşılmak için kâfi değildir.
NE KADAR BİLİRSEN BİL…
İletişim sürecini dinleyici ve konuşmacı açısından kısaca değerlendirdikten sonra anlama ve anlaşılma hususlarına da değinmekte yarar vardır. Bazen meramımızı anlatmak uğruna tüm yolları denesek de çabalarımız sonuç vermeyebilir. Mesela, arkadaşımızla bir yanlış anlaşılma sonucu problem yaşadığımızı ve onu çözmeye çalıştığımızı varsayalım. Biz, durumu olduğu hâliyle ifade etmeye çalışsak bile en nihayetinde karşı tarafın kendi istediği şekilde anlama ihtimali yüksektir. Mevlanâ Celaleddin Rûmî Hazretleri’nin de dile getirdiği gibi “Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.” Yine yanlış anlaşılmaların söz konusu olduğu durumlarda ufkumuzu açacak değerde bir kelamı daha şöyledir: “İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme, duydukları senin sesin fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.”2
Velhasıl bazı durumlarda iletişimi, anlatan ve dinleyenden ziyade anlaşılanlar da etkilemektedir. Bu nedenle yanlış anlaşılmaların önüne geçebilmek adına birkaç öneriye göz atmakta fayda vardır:
- Söylemek istediklerimizi açıkça ve konuyu dağıtmadan ifade etmeli,
- Yanlış anlaşılmaktan endişe ettiğimiz bir konu varsa önceden ifade etmeli,
- Uzun cümleler ve az bilinen terimlerden uzak durmalı,
- Konuşma esnasında olabildiğince şahsî yorumlamalardan uzak durmalı,
- Söylemek istediklerimizin anlaşılıp anlaşılmadığını uygun bir dille teyit etmeliyiz.3
İSLÂM IŞIĞINDA ETKİLİ İLETİŞİM
Dinimiz İslâm ise her konuda olduğu gibi kişilerarası ilişkilerde iletişim konusunda da şüphesiz yumuşak, sakin ve hoş bir üslubu tavsiye etmektedir. Nitekim İslâm’ın emirlerinden biri olan iyiliği emredip kötülükten nefyetmek tatlı dille çok daha kolay kılınmıştır. Nisa Suresi’nde de buyrulduğu gibi “Onlar, Allah’ın kalplerindekini bildiği kimselerdir. Öyleyse onlara aldırma. Onlara öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında etkili ve güzel söz söyle.”4
Kur’an-ı Kerim’de tavsiye edilen iletişim dili “kavl-i hasen” dediğimiz dildir. “Kavl” sözcüğünün Türkçe karşılığı “söz” olmakla birlikte “hasen” kelimesinin Kur’an-ı Kerim’de zikredildiği şekli ile manası “akıl cihetinden beğenilen, güzel görünen” şeklindedir.5 İsra Suresi’nde de sosyal ilişkiler hakkında, “Kullarıma söyle: (insanlara karşı) en güzel sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, apaçık düşmandır.”6 buyrulmuştur.
Anlaşılacağı üzere gerek sözlü gerekse sözsüz iletişim hayatımızda çok önemli bir konumda bulunmaktadır. Bir sözcükle dünyaları yapmak da yıkmak da mümkündür. İki dudağımız arasındaki her bir harf inci değerindeyken bunun farkında olarak ilerlemek, kendimizi bu minvalde yetiştirip eksiklerimizi gidermek, biiznillah bizlerin elindedir. Dileriz Rabbimizden, her daim uygun üslup ile hakkı söyleyip hakikati savunmak, dilimizden dökülen güzelliklerle nice kalpler kazanmak nasip olsun.
1 https://acikders.ankara.edu.tr/
2 https://www.turkedebiyati.org/
3 http://www.offcourse.com.tr/
4 Nisa Suresi, 63
5 Kerim Buladı, “Kur’an’ın sözlü iletişimde öngördüğü dil üslübu”, 2018
6 İsra suresi, 53