Bir isim anılınca bazı çağrışımlar olur insanın zihninde. Kelimelere sığmayacak büyüklükte bir hayat, o sebeple Aişe’nin (Radıyallahu Anha) İslâm’daki yerini “Dininizin üçte birini Hümeyra’dan alınız.” hadisiyle anlamaya başlayabiliriz.
Ümmetin ikincisi, sıddık, dost Ebubekir (Radıyallahu Anh) ve “Cennetten bir hanım görmek isteyen ona baksın.” diye tarif edilen Ümmü Ruman’ın evladı Aişe (Radıyallahu Anha). Doğduğundan itibaren ailesini iman üzere bulmuştur.
Osman İbn Maz’un (Radıyallahu Anh) hanımı Havle binti Hakim, Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evlenmesini teklif etti ve kabul ederse Aişe (Radıyallahu Anha) olabileceğini söyledi. Havle binti Hakim bir vesileydi, Aişe’nin (Radıyallahu Anha) ümmetin annesi olacağı haberini Cebrail (Aleyhisselam) Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bildirmişti. Aişe Annemiz’den rivayet edilen hadise göre Cebrail Aişe’yi (Radıyallahu Anha) ipekler içerisinde Resulullah’a göstermiş ve “Bu, senin dünya ve ahirette zevcendir.” buyurmuştur. Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bekâr olarak evlendiği tek eşi olmuştur.
SEVMENİN GÜZELLİĞİ
Aişe (Radıyallahu Anha) duygularını açıkça yaşayan bir hanımdı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile evliliklerinde sevgi ön planda olmuştur. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “En çok kimi seviyorsunuz?” diye sorulduğunda “Aişe’yi”, erkeklerden de “babasını” diyerek ona ve ailesine duyduğu sevgiyi ashabı kiramla paylaşmaktan çekinmediğini ifade edebiliriz.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) genel olarak ona sevgi ifade eden sözlerle hitap ederdi. Ayşe (عيشة), Uveyş (عويش) ve Âiş (عائش) diye hatta beyaz tenli olmasından dolayı yüzü kızardığı için Hümeyrâ (حميراء) olarak hitap ederdi.
Bu sevgiyi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Aişe Annemiz’in hoşlandığı, merak ettiği şeyleri birlikte yaparak, birlikte davetlere katılarak ve ikram edilen bir şeyi ilk ona vererek fiilen de ifade etmiştir. Aişe (Radıyallahu Anha), Resulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çok sever hatta adım adım onu izlerdi. O’na (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olan hayranlığını “Yusuf’u gören kadınlar benim Efendimi görse o bıçaklarını siğnelerine saplarlardı.” diye ifade etmiştir.
İLİM SEVDASI
Bu evliliği sadece bu kadar görmek, örnek alınası bu hayatı anlamak için yetersiz kalır. Çünkü Aişe Annemiz Resulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sevdiği gibi onun anlattıklarını da seviyordu. İlme de âşıktı. Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gözünde de Aişe Annemiz zekâsı, anlayışı, ilme karşı merakı sayesinde çok özel bir konuma geldi. Babasının ona vermiş olduğu eğitimin ardından, vahyin doğduğu evde eğitime devam etti. Evin kapısı mescide açıldığı için Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sohbetlerini, hutbelerini dinlerdi. Aklına takılan, bilmediği, anlamadığı hususları mutlaka sorardı. Hatta “Bilmediği bir konuyu duyduğunda, onu iyice anlayıncaya kadar sormaya devam ederdi.” (Buhârî, İlim 36) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) akşamları Aişe Annemiz’le (Radıyallahu Anha) birlikte yürümekten, sohbet etmekten ve sorularını cevaplamaktan memnun olurdu.
Aişe’nin (Radıyallahu Anha) ilim dünyasına girdiğimizde Arap diline, tarihine, örfi konulara hâkim olduğunu görmekteyiz. Şiiri çok sevdiğini ve birçok şiiri ezberinde bulundurduğunu “Çocuklarınıza şiir öğretiniz ki dilleri tatlansın.” dediğini söyleyebiliriz. Ayrıca dönemin tıp alanında da ilerlemiş kimselerindendi.
Kur’an-ı Kerim’i incelikleriyle anlar ve tefsir ederdi. Hadis-i şeriflere çok iyi hâkim olan, yaşayan ve hüküm çıkarabilen seviyede bir ilme sahipti. İslâm’daki yerinin “Dininizin üçte birini Hümeyra’dan alınız.”, şeklindeki hadisi şerife baktığımızda ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ev, aile hayatına ait bilgileri, hanımlara özel haller ile ilgili konular yoğunluklu olarak öğrendiği, sorduğu bilgileri ümmete aktarmıştır. Düşündüğümüzde bir mümin dine dair yaptığı her üç şeyden birini Aişe (Radıyallahu Anha) Annemiz’den öğrenmiş demektir.
ULAŞTIRMA SEVDASI
Ashabın arasında çok sayıda fetva veren yedi kişiden (Fukahâ-i Seb’a) olmuştur 2210 hadisi şerif rivayet ederek muksirun sahabilerin arasına girmiştir. Tabiinin en büyük imamlarına muallimlik yapmıştır.
Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefatı sonrasında kırk yedi yıl yaşamış ve bu süreçte evini bir ilim merkezi haline çevirmiştir. Sadece Medine’de değil farklı bölgelerden mektuplarla gelen soruları cevaplandırmış, hac için Mekke’de olduğunda gelenlerin onu ziyaret etmelerine ve soru sormalarına izin vermiştir. Bulunduğu şehri ve sınırları aşan bir ilme sahip olmuştur. Anlatmak ile kalmayıp hayatını tam bir takva örneği olarak geçirmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de bazı ayetlerin inmesine vesile olmuş bir hanımdır. Bir sefer sırasında teyemmüm ayetinin inmesine vesile olmuştur. Yaşadığı dönemin münafıkları “İfk” hadisesi olarak bilinen olayda Annemiz’e iftira atmışlar ve uzunca bir süre bu olayın dedikodusu yapılmıştır. Allah Teâlâ onun değerini ve temizliğini, kıyamete kadar muhafaza edeceği Kur’an’ında Nur Suresi’nden ayetler ile duyurmuştur.
ÜMMET SEVDASI
Aişe (Radıyallahu Anha) bir gün Resulullah’tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisi için dua etmesini istemiştir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Allah’ım, Aişe’nin geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını mağfiret eyle!” diye dua etmiştir. Aişe (Radıyallahu Anha) duanın güzelliğinden çok memnun olarak gülmeye başlamıştır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Vallahi bu, benim ümmetim için her namazda yaptığım duamdır.” buyurmuştur.
Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında vefat etmek istediği Hümeyra’sına yaptığı duayı her namazında ümmetine yapması ve her fırsatta ümmetinin kurtuluşu için dualar etmesinden bizlere sevgisini de anlayabiliriz. Rabbimiz O’nun (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sevgisi ile beslenmeyi, sevmeyi, sevilebilmeyi nasip etsin.