Pazar, Ekim 26, 2025

Huyumdaki Uyum

Ayşenur Gürbüz Umut
Atatürk Üniversitesi-İslâm Hukuku Anabilim Dalı

Paylaş

Doğa yürüyüşlerini genellikle, hepimiz severiz. Ağaçların ihtişamlı duruşunun gökyüzünün berraklığı, yaprakların farklı renk ve çeşitleriyle bize sunduğu görsel şöleni ve daha fazlasını yapboz parçaları gibi bulup çıkarmak ve üzerine tefekkür edip hayretimizi yenilemek ruhumuza tatlı bir neşe katıyor.

Doğanın yanı sıra gündelik hayatta da irili ufaklı hayat motiflerini görüyoruz.  Bir şehrin içerisinde bir mahalle, bir mahallenin içerisinde bir ailenin nehir gibi akıp gittiğine şahit oluyoruz. Özellikle şehre bakınca her bucağında farklı bir düzen, bir araya gelince bol ahenk bir tablo çiziyor. Gezginlerin seyahatlerinde dikkatini çeken en önemli noktalardan biri şehrin sosyal düzenidir. Benim dikkatimi de daha çok bir mahalle ve yahut çarşının rutin koşturmacası çeker. Dükkanlar sırayla açılır, kapıların önü süpürülür, esnaf günlük sohbetlerini yapar, evlerin bacası tüter, çocuklar oyunlarını oynar. Kısacası farklı eylemlerin oluşturduğu mükemmel uyum denilince aklıma gelen şehrin bu manzarası oluyor. Bazılarına göre bunun adı karmaşadır. Sesler, insanlar, fiiller birbirine karışır ve ortaya yalnızca gürültü çıkar. Uzun bir süre gürültüye maruz kalmak ise baş ağrısı yapar. Bu sebeple şehir hayatından kaçıp doğa hayatına kaçan bir grup insan vardır. Onlar için doğanın ritmi, şehrin rutininden daha huzurlu ve caziptir. Doğanın ritmine kapılıp giderken iç seslerine dikkat kesilmeyi çok severler. Saatin tik taklarına odaklanır gibi kalbinin sesini dinleyenler hatta organlarının uyumlu çalışmasını bir monitörden izlercesine hayat sürenler bile vardır. Onlar için yaşamın bir tek kuralı vardır: gökte su, yerde toprak ile uyumlu davranmak. İnsanın yaşadığı doğa ve yaratılış doğasına sadık kalması her şeyden önemlidir ve bu yazısız kuralı uygulaması onu ayakta tutar ve güç verir.  Nitekim biyolojik saat dediğimiz vücut saatine göre hareket etmenin beden direncini artırdığı söylenir. Atalarımızdan günümüze aktarılan sağlık tavsiyelerinin en önemlisi ise var olan sağlığı ve vücut bütünlüğünü bozmamaya çabalamaktır. Çünkü sağlık bir kere elden gidince onu düzeltme çabaları beraberinde farklı yıkımları da getirir.

Sevgili okur; bizim bu noktada niyetimiz, kır yaşamını tercih edenleri göklere çıkarıp onları doğal; şehir hayatını tercih edenleri yerip yapay bir hayat sürdüklerini iddia etmek değildir. Doğal yaşamı, kırsala ya da ormana hapsetmek şehrin şarkısını söyleyenlere haksızlık olur. Nihayetinde her göz, farklı bir güzelliğin peşinden gider.

İnsanın hayat ile bağı yalnızca fiziksel değil ruhsal yollarla da örülmüştür. Yaşam önce insanın kalbinde tutunmak ister ve bir tohum filizlenip büyüyünce dışardaki hayata daha özenli ve mutlulukla sarılır, geçinmenin yollarını arar. Bu noktada bir soru soralım: İnsanın yaşamla uyumluluğu içeriden dışarıya mı dışarıdan içeriye doğru mudur? Soruya net bir cevap vermek mümkün değil çünkü kimi zaman dış dünyadaki uyum iç dünyayı düzenler kimi zaman da tam tersi gerçekleşir. Önemli olan uyumlu olabilmeyi ucundan bucağından bir yerinden yakalayabilmek olduğunu düşünüyorum. Peki ideal uyumluluk diye bir şeyden söz edebilir miyiz?  Bu sorunun cevabı ise ideal kavramını hangi kaynağa dayandırdığımıza göre değişiklik gösterir. İdeâli Cenab-ı Allah’ın razı olarak belirlediğinizde uyumluluğun tarifi otomatik olarak belirlenmiş oluyor. Binlerce yaratılmışın içerisinde insanın, onu da donatan binlerce yapının içerisinde en küçüğü hücrenin dahi bağlı olduğu, canlılığını koruduğu bir kod var. Öyle ki zerreden kürreye tüm yaratılmışların görünmez gözlerle birbirine bağlandığı, kusursuz bir sistemin içerisindeyiz. Parça bütüne, bütün parçaya ayarlı olduğu müddetçe dünya çarklıları dönüyor. Eğer düzenin mayası bozulursa çarklıların dişleri kırılmaya başlar ve bir süre sonra dönmez olur. Öte yandan âlem içinde bir âlemdeyiz, rabbimizin cânımızı ruhumuza, ruhumuzu ukbaya bağladığı bu dünyada, kalplerimizi onun rızasına ayarlı yaşamak bizi biz yapar, güçlü hissettirir. İç dünyamızda yakaladığımız bu hayat ritmi ve muhteşem dalgaları her yere ulaşır, temas ettiği her zerrenin ruhuna dokunur ve ona işlenmiş olan kodu harekete geçirir. Nihayetinde kelebek etkisi gibi yayılan bu güzellik, tüm dünyayı sımsıcak sarar. Kısacası sevgili okur, insan uyumlu olmak isterse tüm dünya ona eşlik eder; doğada, şehirde hatta çöl de dahi olsa dokunduğu her yer çiçeklenir.  Sizin de yaşam ritminiz âli, kalbiniz şen, ömrünüz mezid olsun.

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir