Tarih kitaplarında devletler yıkılırken gerçek hayatta insanlar yaşamlarına devam eder. Devletin yönetim biçimi, politikaları ve yasaları değişirken insanların yetiştikleri kültür, inançları, kim oldukları değişmez. Böyle zamanlar, var olmanın mücadele olduğu ve kimliğine sahip çıkmanın cesaret olduğu devirlerdir. Bu sebeple bugün baktığımızda alelade zannedeceğimiz işler, geçiş devirlerinin büyük direniş öyküleridir. Muallime Atiye Akyıl’ın hayatı da Müslümanca var olma adına yazılmış binlerce destandan yalnızca biridir.
HOCAHANIM
Atiye Akyıl, Cumhuriyetin ilk yıllarında, 19261 senesinde dünyaya gelmiştir. Babası Müderris Ömer Lütfi Efendi, İskilipli Atıf Hoca’nın öğrencisidir. Annesi Hafız Azize Hanım’dır. Yükseköğrenimini Osmanlı İmparatorluğu döneminde tamamlayan Ömer Lütfi Efendi, Nakşi şeyhlerinin silsilesinden gelen Ehl-i Tarik bir müderris ve âlimdir. Atiye Akyıl, Ömer Lütfi Efendi ve Hafız Azize Hanım’ın ilk çocuğudur.
Atiye Hanım doğduğunda Ömer Lütfi Efendi takriben 46 yaşlarındadır. İlk çocuğunun doğduğu müjdesini alır almaz Şeyhi Mustafa Feyzi Efendi’nin2 kapısına gitmiştir. Müridinin coşkun sevinci karşısında Şeyh Efendi şu ihtarda bulunma gerekliliğini hissetmiştir: “Evladım kalbine sakın aşırı bir şekilde evlat sevgisi sokma. Çünkü Allah Teâla insanın kalbini kendisine beyt olarak seçmiştir. Orada iki sevgi bir arada bulunmaz. Sonra Allah elinden alıverir.” Bu ihtar üzerine Ömer Lütfi Efendi biricik kızının ismini Atiye, “Allah’ın hediyesi” koymuştur. 30 Kasım 1925’te çıkarılan yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatılsa da Atiye Akyıl, İstanbul’da Gümüşhanevi Tekkesi’nin gölgesinde büyümüş tür.
İKİ CENDERE
Atiye Hanım’ın doğdu yıl İskilipli Atıf Hoca’nın idamına karar verilmiştir. Hocasının idamından sonra öğrencisi Ömer Lütfi Efendi de hükümet tarafından izlemede tutulmuştur. Evine yapılan baskın sonucunda bulunan bir kitap bahane edilerek Ömer Lütfi Efendi gözaltına alınmıştır. Nezarethanede birkaç gün kalmış, hakkındaki iddiaları destekleyecek delil bulunamadığı için salıverilmiştir. Lakin bu olay daha önce Balıkesir Medresesi’ne müderris tayin edilmiş Ömer Lütfi Efendi’nin, Çemberlitaş Kara Mustafa Paşa Camii imamlığına indirilmesiyle sonuçlanmıştır. 1932 senesinde ezan Türkçeleştirildiğinde imamın kızı olan Atiye Hoca henüz 6 yaşındadır. “Tanrı uludur.” gibi tuhaf cümlelerle çevrilen Türkçe ezan okumayı reddeden müezzinlerin görevine son verilmiştir. Türkçe Ezan uygulaması on sekiz yıl sürmüştür. Ati ye Akyıl’ın ilk gençliği İslâmiyet’in devlet eliyle şekillendirilmeye çalışıldığı bu yıllardadır. Hoca hanımın kendi ifadesiyle eğitim hayatı “…dindar insanlara duyulan kinli yıllarda…” geçmiştir.
Atiye Hanım sınıf arkadaşı Dr. Ayşe Hümeyra Ökten ile Cumhuriyet Kız Lisesi’ni bitirmiştir. Doktor veya avukat olmayı hayal eden Atiye Hoca’nın diploma notu istediği üniversiteye girmesine yeterli olduğu hâlde yükseköğrenimine devam edememiştir.
Tahminen 1943 senesinde Atiye Akyıl’ın resmi eğitim hayatı sona ermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin tek partili yıllarıdır ve devletin yönü tamamen Batı’ya dönmüştür. Babasını üniversite hocalığından mahalle imamlığına indiren hükümet esasında Atiye Hoca’yı da üniversitede görmek istememektedir. Cenderenin bir tarafında devlet vardır öbür yanda da karşımıza Atiye Akyıl’ın babası Ömer Lütfi Efendi çıkar. Âlimlerden dersler almış, tarikat terbiyesinden geçmiş ve ilimde müderrislik düzeyine yükselmiş bir baba olan Ömer Lütfi Efendi; erkek çocuklarını okumaya teşvik etmekle beraber kızının okumasına sıcak bakmamıştır. Ve kızını alnı o vakte dek hiç secde görmemiş otomobil tamircisi Mehmet Nural Akyıl ile evlendirmiştir.
Eğitimi konusundaki yaşadığı çevresel baskılar ve babasının müsaade vermemesi Atiye Hoca’yı yıldırmamıştır. Üniversite diploması olmamakla beraber Atiye Akyıl, Şeyh Abdülhay Efendi’nin kızı Hatice Suat Safayhi Hoca Hanım’dan yedi yıl Arapça tahsili almıştır. Eşi de meşhur bir Hadis âlimi olan Hatice Safayhi Hanım, Atiye Akyıl’ın da içlerinde olduğu beş hanıma Arap dili, Hadis-i Şerif ve Gazali’nin “Eyyühel Veled”i üzerine dersler vermiştir.
EVLATLARI
Atiye Akyıl’ın Mehmet Nusret Bey ile evliliğinden üç kızı bir de oğlu olmuştur. Çocuklarını Etiler’de büyüten Atiye Hanım, kızlarının başlarını örtme çağı geldiğinde en büyük yardımcısı Dr. Gülsen Atasever olmuştur. Bir doktorun başörtülü olabileceğini Dr. Hümeyra Ökten’in şahsında gören Dr. Gülsen Atasever de Atiye Akyıl’ın kızlarına Etiler’de bir başörtülü hanımın yaşayabi leceğini göstermiştir. Dr. Gülsen Atasever, Hatice (Radiyallahu Anha) Günü, Ayşe (Radiyallahu Anha) Günü gibi özel günler tertipleyerek Müslüman genç kızların İslâmî hayat tarzını içselleştirmelerini, tesettüre uygun kıyafetler ve baş örtme biçimleri konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır.
MUALLİME HANIM
Zamanının âlimelerinden sayabileceğimiz Atiye Hoca, kızlarının okuması hususunda da eşiyle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Atiye Hanım’ın desteğiyle büyük kızı sanat mektebini bitirmiştir. İkinci kızı Türkoloji bölümüne başlasa da ikinci sınıfta okuldan ayrılıp evlenmiştir. Kızının, damadının görevlendirilmesiyle Japonya’ya gidişinin ardından 1974 senesinde Atiye Akyıl’ın öğretmenlik günleri başlar. Üsküdar Fazilet Kur’an Kursu’nda Türkçe öğretmeni açığı oluştuğu sırada kursun eski Türkçe öğretmeni Müberra Hanım, Atiye Hanım’ın kızlarının arkadaşıdır ve okul idaresine Atiye Hanım’ı tavsiye eder. Böylece Atiye Akyıl hocası Hatice Suat Safayhi Hanım’ın Din Kültürü öğretmeni olduğu kurumda Türkçe öğretmeni olarak göreve başlar. Ortanca kızının hasretini çeken Atiye Akyıl’ın 300-400 kızı olmuştur. Anadolu’nun çeşitli illerinden, farklı kültürel birikimlerden gelen bu talebeler lise ve ortaokul imtihanlarına dışarıdan girmektedirler.
Atiye Akyıl, kendi kızları gibi benimsediği öğrencilerine Türkçe’nin yanı sıra adab-ı muaşeret, kişisel bakım, sofra kurma adabı gibi hayatta ihtiyaç duyacakları çeşitli bilgileri de öğretir. Atiye Hoca Üsküdar’da dört yıl öğretmenlik yapar ve bu süreçte öğrencilerinin Türkçe’de gösterdikleri başarıdan etkilenen Fazilet Vakfı, Beşiktaş’ta açtığı Ihlamur Kur’an Kursu Müdireliğini Atiye Akyıl’a teklif eder. Beşiktaş Ihlamur Kur’an Kursu olarak tutulan mekânın, yatakhanesinden mutfağına kadar her şey Atiye Hoca’nın çabalarıyla düzenlenir.
EZCÜMLE
Atiye Hoca ümmetin genç kızlarının eğitimi için mücadele ettiği doksan beş yılın ardından 25 Temmuz 2021’de vefat etmiştir. Atiye Akyıl, Müslüman olmanın suç addedildiği zamanlarda Müslümanca var olmanın cesaretini göstermiş kadınlarımızdan yalnızca birisidir. İnsanın temel haklarından olan din ve vicdan özgürlüğüne bugün sahip olmamızda; Kur’an-ı Kerim’in, ezanın ve dahi başörtüsünün yasaklandığı günlerde dinine sahip çıkanların payı büyüktür. Bugünümüz; Atiye Akyıl, Dr. Ayşe Hümeyra Ökten, Dr. Gülseren Ataseven, Şule Yüksel Şenler, Dr. Beyhan Kılıç ve daha nice isimsiz kahramanların İslâmiyet’i yaşamak ve yeni nesillere öğretmek için gösterdikleri çabanın eseridir.
1 Atiye Akyıl’ın doğum yılı “Cumhuriyet’in Dindar Kadınları” kitabında 1925, Bilim ve Sanat Vakfı’nın merhumeyle yaptığı röportajda 1926 olarak geçmektedir.
2 Gümüşhanevi Tekkesi’nin son şeyhidir.