Cumartesi, Mayıs 17, 2025

İzleri Takip Ederken; Ayşe Necla Pekolcay

Rumeysa Kette
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi-İslâmî ilimler

Paylaş

Dünya hayatı muhakkak imtihanlarla vakidir. Bu noktada insanı yücelten de elbet gayretidir. Öyle ki Rabbimiz yüce kitabında şöyle tarif ediyor: “Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur.” (Necm Suresi, 39). İnsana lütuf olarak hak edilmiş bir cennetten daha güzel ne vardır?

Meşakkatli bir yükümlülük altında yürüyen insan elbet imkânı olsa ölümsüz olmak isterdi. Sahi, insanı ölümsüz kılacak bir yol olsaydı bunun için aylarını, yıllarını vermekten bir an bile tereddüt eder miydi?  Zahirde ölümsüzlüğü aramak beyhude bir çaba olsa da insan, manada ölümsüzlüğü pek ala bulabilir. Yaşarken iz bırakanlar bunun misali değil midir?  Hala kitaplarını okuduğumuz, hayatını örnek aldığımız, gayretine öldükten sonra da şahit olduğumuz insanların hepsi ölümsüzlüğün birer timsalidir. İşte biz de takip edilecek izleri ararken hayatını es geçemeyeceğimiz bir hanımefendiyle karşılaşıyoruz: Ayşe Necla Pekolcay Hanım.

AHLAK-I HAMİDE SAHİBİ BİR HANIM

Yakın zamanda kaybettiğimiz değerli yazarlarımızdan Ayşe Necla Pekolcay Hanım, Ağustos 1925’te İstanbul Fatih’te doğdu. Babası tarafından Kafkas muhaciri, annesi tarafından da Rumelili olan Necla hanım, çocukluğundan itibaren tam bir İstanbul terbiyesi alarak büyüdü. Eğitim tahsiline başladığı günden beri okuma ve okutma yolundan ayrılmayan Necla Hanım, Cağaloğlu İstanbul Kız Lisesinden mezun olduktan sonra vakit kaybetmeden İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitimine başladı. Çalışkanlığı ve eğitimine verdiği önem sayesinde hocalarının da takdirini kazanarak bu bölümden mezun olan Necla Hanım, tahsilini bir ileri seviyeye taşımak amacıyla doktora yoluna girdi.

Bu sırada tez çalışması için üzerinde çalışabileceği kıymetli bir konu ararken hocası Raşit Rahmeti Arat, kendisine Türkçe mevlid metinleri ve bunların en gözdesi olan Süleyman Çelebi’nin mevlidi ‘Vesîletü’n-necât’ üzerine çalışmasını tavsiye etti (TDV İslam Ansiklopedisi, “Ayşe Necla Pekolcay”). Bu tavsiyeyi sinesine alan Necla Hanım, hemen çalışmalarına başladı. Dört yıl süren yoğun bir çalışmadan sonra 1950 yılının sonunda I. cildi Türkçe Mevlid Metinleri, II. cildi Süleyman Çelebi Mevlidi Metni olmak üzere doktorasını tamamladı (İÜ Ktp, Tez, nr. 1821).

Doktora sürecindeyken yine hocası Raşit Rahmeti beyin desteğiyle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki İslam Ansiklopedisi çalışmalarında mütercim ve musahhih olarak yer almaya başladı. Ansiklopedide bulunan “Mevlid” maddesini de kendisi kaleme alarak telif etti (Bkz. TDV İslam Ansiklopedisi, “Mevlid”) Türk ve İslam kültürü alanında kendini geliştirmesine ve tanınmasına çokça katkıda bulunan bu çalışma, on beş yıldan fazla sürdü ve onun ilmi kişiliğinin gelişmesine de katkıda bulundu. “Hoca hanımın en önemli özelliklerinden ilki, disiplinli, çalışkan ve araştırmacı bir kişiliğe sahip olmasıdır. Bu vasıflar da onun akademik hayatını bereketli ve semereli çalışmalarla dolu dolu geçirmesine imkân vermiştir.” (Mustafa İsmet Uzun, “TDV İslâm Ansiklopedisi’nin İlk Baş Redaktörü Doç. Dr. Neclâ Pekolcay Hoca’mın Ardından”)

NAZENİN BİR EĞİTİMCİ

İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ne İslâmî Türk Edebiyatı öğretmeni olarak tayin edilince burada pek çok öğrencinin yetişmesine vesile oldu. O, talebelerini çok sevmiş, bildiklerini onlara sevdirerek öğretmiş, onlardan da -kendi tabiri ve mütevazı ifadesiyle- çok şey öğrenmiştir. Emekli oluncaya kadar Marmara Üniversitesi’nde İslami Türk Edebiyatı alanında doçent olarak çalışmaya devam eden Ayşe Necla Hanım, emekli olduktan sonra da evinde çalışmalarına devam ederek özellikle kız öğrencilerinin eğitimiyle ilgilenmiştir. Onun ahlak-ı hamide sahibi oluşu da pek çok öğrencisine örnek teşkil etmiştir.

Uzun yıllar halkı bilgilendirmek ve onlarla yakınlık kurabilmek için milli ve kültürel konularda çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanan yazılar da yazmış ve bunların çoğu ilgiyle takip edilmiştir. Çünkü o bildiğini iyi bilir, düşünüp taşınıp karar verdikten sonra fikrini sonuna kadar ve ne olursa olsun her zaman her yerde müdafaa ederdi. Emekliliğinden sonra da talebelerinin çokça ısrarı üzerine çok istemese de hatıralarını kaleme aldı. “Kendisi bizim için numune bir İstanbul Hanımefendisi, başarılı bir akademisyen, kendi ölçülerinde bir karakter ve feragat timsali idi. Onun bu özellikleri nasıl kazandığını ve hayatı boyunca nasıl sürdürdüğünü bilmek, Fakültemiz’de sayıları gittikçe artan kız talebelerimizin ellerine, hizmet hayatlarının her devresi için rehber olabilecek bir kitap verebilmek çok iyi olacaktı.” (Mustafa İsmet Uzun, “TDV İslâm Ansiklopedisi’nin İlk Baş Redaktörü Doç. Dr. Neclâ Pekolcay Hoca’mın Ardından”) Kaleme aldığı bu hatıraları “Geçtim Dünya Üzerinden” adıyla yayınlandı.

Gençliğinden beri süregelen birçok hastalığı olmasına rağmen Necla Hanım, onlarla adeta arkadaş olarak yaşamış ve son günlerine kadar ömrünü huzur ve afiyette geçirmişti. 3 Temmuz 2008’de vefat ettiğinde arkasında ölümsüz izler ve kendisine hayır duada bulunacak pek çok talebe bırakmıştı.

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir