İnsanlık tarihinin başlangıcından beri alışveriş kültürü var olmuş ve gelişim gösteren yerleşimlerinin açık alanlarında kurulan pazarlar hem ticareti geliştirmiş, hem de kültürler arası etkileşim mekânları haline gelmiştir. Zaman içerisinde bu alışveriş mekânları planlı yapılara dönüşmüş, ticaret yolları üzerinde bulunan Anadolu’da özellikle Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde gözde alışveriş yerleri haline gelmiştir.
Osmanlı döneminde, alışveriş merkezleri arastalar ve bedestenlerdir. Her türlü ürüne ulaşılabilen bu alanlar arasındaki en büyük fark; bedestenlerde satılan ürünlerin arastalara göre daha pahalı olmasıdır. Depoya sahip dükkânlar, ticari faaliyetlerin ilerleyip gelişmesi ile birlikte arasta ve bedestenlerin kurumsallaşmasına zemin hazırlamıştır.
Bedestenlerin ve arastaların öncül örnekleri Bursa, Tire ve Edirne’de kurulmuştur. Cami, hamam, fırın, kahvehane, arasta ve bedestenlerin bir arada olduğu külliyeler çok yönlü bir sosyal hayatın gelişmesine imkân ve olanak sağlamıştır. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed ile birlikte devlet ticari faaliyetlerinde büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Balkanlar ve Anadolu’yu kapsayan topraklarda çok kültürlü ve çok milletli bir yapının kurulması ve bununla birlikte Dünya’ya yayılması hedeflenmiştir. Fatih Sultan Mehmed’in ticari zekâsı ve faaliyetlerine güvenen esnaf ve halk bu yeni tür ticari adımlar için ellerinden geleni yapmışlardır. Avrupa ve Orta Doğu’nun alışveriş kültürü ve merkezleri titizlikle incelenmiş; Devletin eski başkentleri olan Edirne/Bursa’daki rağbet görmüş arasta, bedesten ve külliye örnekleri incelenmiştir. Yıllar süren bu çalışmaların sonucu olan Kapalıçarşı, 1461 yılında açılmış ve ticari faaliyetleri etkileyen büyük bir pazarın kapıları aralanmıştır.
ALIŞVERİŞ DEVRİMİ
1930’lu yıllara geldiğimiz, zaman dönem ve alışveriş kültürü yavaş yavaş değişim göstermeye başlamıştır. Yeni alışveriş merkezleri ve süpermarketler kurularak halkın birçoğu bu yeni dünyanın cazibesine kapılmaya başlamıştı. Bu süreçte Amerika lider konumdaydı. Böylelikle yeni bir alışveriş kültürü ortaya çıkmış ve devamında Amerikan Rüyasını beraberinde getirmiştir. Avrupa ve Amerika’nın reklam ve pazarlama stratejileri, bizlerin yeme içme kültürüne bile müdahale eder hale gelmişti.
“İNDİRİM ÇILGINLIĞI” DÜNYAYI ETKİSİ ALTINA ALIYOR
Geçmişten günümüze toplumların kendine has alışveriş kültürleri vardı. Ancak televizyon ve internetin keşfi ile gelen yeni kapitalist düzende tüm dünya kısa bir zaman dilimi içinde batı toplumlarının alışveriş kültürünü benimseyerek, yeni bir döneme girdi.
Çılgın indirim kampanyaları, tüm ürünlere kolay erişim imkânı ve bankaların da buna uygun kredileri ile insanları sürekli yeni şeyler almaya ikna etmeleri, günümüzde yeni kavramların da ortaya çıkmasına neden oldu.
Dünya genelinde “Black Friday” adıyla ABD merkezli olarak başlayan çılgınlık günümüzde çok daha farklı kavramların ortaya çıkmasına neden oldu. Kısaca “alışveriş bağımlılığı” olarak tanımlanan bu kavram, insanların ihtiyaçları dışında birçok gereksiz ürünü satın almak için diğer insanlar ile adeta bir yarış içine girmesini de kapsıyor. Türkiye’de ise durum farksız değil. Milyonlarca kişi kasım ayı indirimleri adı altında, özellikle internetin yardımıyla, birçok ürüne “ihtiyacı olduğu” şeklinde manipüle edilmeye devam ediyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan “Black Friday” kavramı kısa zamanda tüm dünyada farklı şekilde yansıdı. “Kara Cuma” olarak dilimize geçen “Black Friday”, temelde ABD’de Şükran Günü sonrasında takip eden ilk Cuma günü için kullanılmaktaydı. 1932 yılından başlayarak günümüze kadar farklı bir formda ulaşmayı başaran Black Friday kavramı, bizim kültürümüzde de bayram öncesi alışveriş niteliğinde Arefe günü yapılan alışverişlere benzemektedir. Noel alışveriş sezonunun başlangıcı olarak kabul edilen bu günde, dev firmaların büyük indirimleri, alışveriş yoğunluğu ve geç saatlere kadar alışveriş imkânlarının sunulması yeni bir tüketim toplumu yaratılmasında etkili oldu.
SENİN SINIRIN VAR MI?
Büyük indirimlere karşı insanların adeta birbiri ile ölümüne yarıştığı yeni sistem, günümüzde Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada etkilerini gösteriyor. Buna rağmen, gelişmekte olan ülkelere bakıldığında ise, dar ve düşük gelirli kesimlerde bu tip indirim kampanyalarına karşı ilginin toplum nezdinde çok daha geniş olduğu görünmektedir.
Ülkemizde de son yıllarda ciddi bir piyasa yaratmayı başaran e-ticaret sistemleri, hatırı sayılır bir kitlenin alışveriş yapma konusunda manipüle edilmesine neden oluyor.
“Kara Cuma” ile başlayıp ülkemizde “Efsane Cuma”, “Kasım İndirimleri” vb. gibi kavramlar ile etkisini gösteren tüketim çılgınlığı, ayrıca birçok araştırmaya göre bireylerde ciddi psikolojik hasarlara da neden oluyor. İnternetin keşfi ve dünyada yaygın biçimde kullanımı birçok yeni alışkanlığın kazanılmasında etkili oldu.
Sosyal medya kullanımının 7’den 70’e kadar her kesimden insanın hayatına girmesinin ardından, kişiye özel reklamlar, kampanyalar ve kişisel veriler ışığında hazırlanan yeni tip tüketim yönlendirmeleri ülkelerin tüketim alışkanlarının değişmesine neden oldu.