Cumartesi, Mayıs 17, 2025

Meçhul Bir Yazar: Zeyneb Fevvâz Hanım

Rumeysa Kette

Paylaş

Şüphe yoktur ki İslam dininin insana verdiği değerden başka hiçbir ideoloji, insanı eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en şereflisi) mertebesine koymamıştır. İslam, Peygamber Efendimiz’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) getirdiği haliyle insanın, bilhassa da kadının konumunu olması gereken yere, fıtratıyla çelişmeyecek şekilde koymuştur.

İslam nurunun yeryüzünü aydınlatmaya başladığı günlerde, kadının konumu tartışılıyordu. Ama onu Yaratan’ın ona verdiği değer ve layık gördüğü konum, İslam ile yeniden şekillenmiş ve sağlamlaşmıştı. Öyle ki, Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadınların eğitimi ve ilmi soruları için onlara özel bir gün tahsis ederek bizzat ilgilenmişti.

Zaman içerisinde İslam’ın bazı hüküm ve uygulamalarının örfi adetlere karışması sonucu Müslüman toplumlarda, kadının konumuyla ilgili sorunlar yeniden ortaya çıkmıştı. Kadınların eğitiminin ötelenmesi ve onların günlük hayatta çok kısıtlı bir yere konumlandırılması normalleştirilmişti.

Hâlbuki İslam tarihi boyunca kadınlar, ilim dünyasında kendilerine tabii bir şekilde yer bulmuş ve eğitim asli ihtiyaç olarak görülmüştü. Kadın âlimlerin sayısı da azımsanamayacak kadar çoktu. Sadece İbn-i Sad’ın Tabakât eserinde kayda geçen âlime hanım sayısı 700’den fazlaydı. Bu sorunlar ışığında yakın zamanda kadınların eğitimi ve diğer hakları için çalışıp mücadele eden pek çok Müslüman aydın ortaya çıktı. Onlardan biri de Lübnan’lı Zeyneb Fevvâz hanımdı.

BİR ZEYNEB

1846 yılında Lübnan’ın güney bölgelerinden Tebnin kasabasında dünyaya gelen Zeyneb, geçim sıkıntısı çeken bir ailenin çocuğuydu. Bu sebeple küçük yaşta kasabanın ileri gelenlerinden Es’ad ailesinin yanında hizmetçilik yapmaya başladı. Evin hanımı Fatıma Halîl, ilime ve edebiyata meraklı bir hanım olmasıyla bilinirdi.[1] Küçük yaştaki Zeyneb’in zekâsını ve ilme yatkınlığını fark edince onun eğitimini üstlenerek okuma yazma öğrenme imkânı bile bulamayan Zeyneb’i okutmaya başladı. Hayatının başlangıcı olan bu evde Zeyneb, Kur’an’ı- Kerim’i ezberledi ve ana dili olan Arapçanın inceliklerini öğrenmeye başladı. Es’ad ailesinin evinde bulunan kütüphane, içinde nadir el yazması kitapları ve kıymetli eserleri içermekteydi. O da bu kütüphaneden bir hayli istifade etti.

Dönemin ve toplumun şartları gereği genç yaşında yaptığı kısa süren bir evlilikten sonra Mısır’da okuyan erkek kardeşinin yanına giden Zeyneb Fevvâz için ilminin zirvesine ulaşıp tanınacağı yeni bir dönem başladı. “O dönemde Mısır’da diğer Arap ülkelerine göre daha özgür bir ortam vardı ve bu durum ilim ve edebiyat çevrelerinde de hissedilmekteydi. Kendi ülkelerinde rahatça yazamayan birçok yazar Mısır’a gelmiş ve sayıları gittikçe artan gazete ve dergiler bu yazarlara kucak açmıştı.”[2]

Zeyneb Fevvâz da “en-Nîl” gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Akacağı mecrayı Mısır’da bulan Fevvâz, en-Nîl gazetesinde yazdığı sosyal ve edebi yazılarda Arap toplumunun çeşitli sorunlarına ışık tuttu ve özellikle kadın sorunlarına eğildi. Bu alanda ses çıkarıp sorunları dile getiren ilk kişi oldu.

Ona göre, toplumun ıslahında çözülmesi gereken en büyük sorun kadınların eğitimiydi. Öyle ki gazetedeki ilk yazısı, kız çocuklarının eğitim hayatını düzenlemek amacıyla bir vakıf kurulmasının gerekliliğine dairdi. Bunun arka planında da şüphesiz kadınların annelik vasfıyla yeni nesiller yetiştirmek durumunda olmaları bulunmaktaydı.

Zeyneb Fevvâz Hanım, hem şahsi hayatında hem de yazılarında ve konuşmalarında İslami çizgiden ayrılmayan bir tutum sergiledi. Onun savunucusu olduğu görüşler, kadının fıtratıyla çelişmiyordu. “Kadın hakları savunucusu olmasına rağmen çağdaşı olan feminist yazarlardan farklı bir çizgide hareket etti. Kadının eğitimi meselesi, feminist yazarlar tarafından batının fikrî alt yapısıyla dile getirilirken Zeyneb Fevvâz da bu durumu, İslam’ın savunduğu fikrî alt yapıyla destekleyerek dile getirdi. Zira o, Batı tarzında eğitim veren resmi okullarda değil de özel hocalardan ders alarak çoğu zaman da kendi gayretleriyle ilerleme katetmişti.”[3]

1914 yılında vefat ettiğinde arkasında müteessir bir okuyucu kitlesi bırakan Zeyneb Fevvâz, yazıları ile kendi dönemindeki genç kuşağın sesi olmuştur. Muhtelif alanlardaki fikrî ve edebî eserlerinden en bilineniyse er-Resâilu’z-Zeynebiyye adıyla farklı alanlarda kaleme aldığı makalelerin derlemesidir. ed-Durru’l-Mensûr kitabında ise dünyanın farklı beldelerinden ve dönemlerinden çeşitli din ve ırka mensup, ait oldukları toplumda örneklik teşkil ederek öne çıkan bir çok kadının hayat hikayesini okuyucuya tanıtmıştır.

Zeyneb Fevvâz Hanım gelecek nesiller için ömrünü vakfetmişti. Bugün bizlerin Müslüman kadınlar olarak onun fikirlerini ve durduğu çizgiyi örneklik kabul etmesi ve bıraktığı mirası yaşatması ne de güzel olacaktır. Vesselam.

[1] Sultan Duran Gürbüz, Zeyneb Fevvâz Hayatı, Çalışmaları ve Modern Arap Edebiyatına Etkileri.

[2] Ömer İshakoğlu, “19. Yüzyıl Nahda Hareketinde Kadın Yazarların Rolü ve Zeyneb Fevvâz”.

[3] Sultan Duran Gürbüz, Zeyneb Fevvâz Hayatı, Çalışmaları ve Modern Arap Edebiyatına Etkileri.

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir