Eser: Dil ve İşgal
Yazar: Taha Kılınç
Yayınevi: Ketebe
Dergimizin sayfalarında bazen röportaj konuğumuz bazen de yazılarımızın kaynağı olarak misafir ettiğimiz Taha Kılınç hocamızı son kitabı olan “Dil ve İşgal” ile bu sefer de “Ne Okusak?” bölümümüzde incelemekteyiz. Taha Kılınç, bu son kitabıyla sıcak gündemin konusu olan İsrail ve unutulan İbranicenin nasıl yeniden canlandırıldığı üstüne geniş bir perspektif sunmaktadır.
Bireyin salt eylemindense kitle olarak hareket etmenin daha manalı olduğunu savunan modern dünya sisteminin aksine “Dil ve İşgal” kitabı bize bireysel bir öykünün nasıl başarı getirdiğini kanıtlamaktadır. Yazar kitabının başında, Yahudilere ya da kitabın ana kahramanı Eliezer-Ben Yahuda’ya övgüler dizmediğini dile getiren bir uyarı yapmaktadır. Kişinin yaşam öyküsünden dersler çıkarıp karanlık için mücadele edenler kadar, hak davaya adanmadığımız gerçeği ile bizi yüzleştirmektedir.
Eliezer-Ben Yahuda, tarih huzurunda kendine bir ödev biçiyor ve genç yaşında tüberküloza yakalanıp ömrü boyunca bu hastalıkla mücadele ettiği halde, azimle ve gayretle İbranicenin yaygınlaşması için çalışıyor. Kitapta, sadece bir evde başlayan bu bireysel çabanın nasıl kitleleri kucaklayabildiğine şahitlik ediyoruz. İbraniceyi; ibadet ve yazı dili olmaktan çıkarıp yaşayan, konuşulan bir dil haline getiren Eliezer Ben-Yehuda’nın yaşamını okurken bir yandan da Filistin’in yıllara yayılan, adım adım işgalinin nasıl gerçekleştiğini kısa, sade bir biçimde öğreniyoruz.
Kitap fotoğraflarla zenginleştirilmiş, okuması keyifli hale getirilmiş. Hayat gayesine odaklanan ve tüm gücünü idealleri için harcayanların hedeflerine ulaşacağının somut bir örneğini okurken sorulacak “Biz neden böyle zayıf kaldık?” sorusunun cevabını yazarın bu kitabında açıkça görebilmekteyiz.
