Cuma, Eylül 12, 2025

Birr’den Birliğe

Rümeysa İnce Kul

Paylaş

İnsanoğlu dünyaya geldiği anda sosyal bir kimliğe bürünür ve doğumu itibariyle falancanın kızı/oğlu veya bir başkasının yeğeni, torunu şeklinde konumlanır. İnsanın doğum anında başlayan sosyalleşme süreci hayatı boyunca devam eder ve ait olduğu sosyal gruplar ilk olarak aile, sonrasında okul, iş, evlilik vs. gibi adımlarla genişleyerek büyür.

Yıllardır ikamet ettiğiniz adresten taşındığınızı varsayalım. Var olan sosyal çevrenizin, çocuğunuzun eğitim gördüğü okulun, sizin ve eşinizin çalıştığı kurumların değişeceği düşüncesi bile bazılarımızı zorlayabilir. Her birey kişiliği sebebiyle bu değişime aynı kolaylıkta adapte olamayabilir. Kurduğunuz yeni düzende size eskiyi anımsatacak bir arkadaş grubuna dahil olmak, oryantasyon sürecinizi de hızlandıracaktır.

GRUP OLMANIN KAZANDIRDIKLARI VE KAYBETTİRDİKLERİ NELERDİR?

Grup kavramı bir arada toplanmış ve birbirleriyle etkileşim halinde olan birden fazla kişi olarak tanımlanmaktadır. İnsanların gruplara dâhil olması, gönüllülük esasına dayandığı kadar zorunlu bir sebepten de kaynaklanabilir. Dâhil olunan gruba bağlılık ve aidiyet hissi grup içerisindeki ilişkileri belirleyen faktörlerdendir. Grubun içerisinde yer almak kişiye çevresini keşfetmesi noktasında yardımcı olmakla birlikte yeni becerilerin kazanılmasına da katkı sağlar. Aynı zamanda sosyal kabul, takdir edilme gibi ihtiyaçların karşılanmasında da önemli bir rol oynar. (Ağın, “Grupların Genel Oluşumları”, 2022).

İnsan ve grup ilişkisine dair sosyal psikolojide adı geçen bazı kavramlara değinmek, konunun daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır:

  • Sosyal Kaytarma

Sosyal kaytarma, bireyin grup içerisinde çalıştığında motivasyonunun azalmasıyla birlikte hedef doğrultusunda daha az çaba sarf etmesi şeklinde ifade edilmiştir. Birey, grup atmosferinde farkındalığının azalması nedeniyle bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde söz konusu kaytarmayı gerçekleştirir.

Peki, insan neden sosyal kaytarma eğilimi içerisine girer?

  • Grup içerisinde verdiği emeğin fark edilmeyeceğini düşünebilir.
  • Gruptaki diğer bireylerin kaytarma davranışı gerçekleştirme ihtimalini düşünerek buna göre hareket edebilir. (Tanış, Turunç, “İş Karakteristikleri”, 2017)
  • Sosyal Hızlandırma

Sosyal psikoloji tarihinin ilk deneyi olarak kabul edilen Triplett’in 1898 yılında yaptığı bir çalışmada, bisiklet yarışçılarının performansları gözlemlenmiş, yarışçıların tek başlarına gösterdikleri performansın, birbirleri ile yarıştıkları zamanki performansa göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Deneyin sonucunu test etmek ve bireyin performansına gerçekten bir etkisi olup olmadığını belirlemek için benzer bir deney daha yapılmıştır. Kırk çocukla gerçekleştirilen deneyde, çocukların bir makarayı en hızlı şekilde çevirmeleri istenmiştir. Çocukların bir başka çocuğun yanında daha yüksek performans gösterdikleri tespit edilmiştir. (Köse, Oral, Türesin, “İş Yaşamında Sosyal Kolaylaştırma Kavramı”, 2012)

Özetle sosyal hızlandırma kavramını, bir başkasının yanında daha hızlı ve yüksek sonuçlar elde etmek şeklinde tanımlayabiliriz.

SOSYAL PSİKOLOJİDE GRUP KAVRAMI VE ÜMMET SENTEZİ

Bir amaç etrafında toplanan dini gruplar, toplumda ortaya çıkan sosyal grup türlerinden birisidir. Sosyologlar, sosyal psikologlar ve din bilimciler sosyal grupların bir alt türü olması sebebiyle dini grupları incelemişlerdir. Dinin sosyolojik tanımları arasında “topluluk” ve “cemaat” oluşturma kavramlarının yer aldığını düşünürsek, dinin birleştirici etkisi sebebiyle grup kavramının oluşması beklenen bir durumdur.

Örneğin Arapça kökenli bir sözcük olan tarikat, “yol” anlamına gelip, bir mürşit önderliğinde, nefis terbiyesine dayalı, ortak hedeflerle bir arada bulunan gruplardan birine örnektir. Dinin temel amaçlarından biri de, inananlardan oluşan bir grup yani cemaat oluşturup, sonrasında bu grubun büyümesi sonucu cemaatten cemiyete yani “ümmet”e varmaktır. (Kınsün, “Dini Gruplar Sosyolojisi”, 2016).

İnsan sosyal bir varlık olması sebebiyle toplum içerisinde büyük küçük fark etmeksizin birçok gruba bilinçli ya da bilinçsiz dâhil olur. Aile, okul, dini cemaatler bunlara birer örnek olabilir. Dolayısıyla sosyal psikolojide bahsi geçen kavramlardan örneğin sosyal kaytarma ve hızlandırma için camide bir namaz çıkışı yardım toplama faaliyeti olduğunu varsayalım. Kimimiz “Nasıl olsa birileri yardımda bulunur, benim yaptığım yardım gözükmeyecek.” düşüncesiyle görmezden gelirken, kimimiz ise çevremizdeki insanların etkisiyle “Ben daha fazla yardımda bulunmalıyım!” düşüncesiyle hareket edebilir. Bu denli iç içe iki kavram olan grup ve cemaatin, ruha nüfuz ettiği ümmet olabilme duasıyla…

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir