Pazar, Ekim 26, 2025

Esma Nur Altan
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi-Gıda Mühendisliği

Paylaş

Bazı hayatlar, ödenen bedellerle şekillenir; bu yüzden bazı aileler, değerleri ve fedakârlıklarıyla adeta seçilmiş gibidir. Esma binti Umeys’te o kişilerden biridir. Esma binti Umeys (Radıyallahu Anha), Cafer bin Ebu Talip ile evlenmiştir. Sevgi ve muhabbetin çok olduğu bir evlilikleri vardır. Nübüvvetin ilk zamanlarında eşiyle beraber Müslüman olmuş, Darul Erkam’ın ilk 45 talebelerinden olmuşlardır.

Mekke müşriklerinin zulmü durmak bilmeyince Esma (Radıyallahu Anh) eşiyle beraber ikinci Habeşistan hicretine katılmışlardır. Ailesinden ve en önemlisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den uzakta yaşamaya başlamışlardır. Burada Cafer bin Ebu Talip (Radıyallahu Anh) görevlidir ve dönmek için Resüulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) emrini bekleyeceklerdir. On dört yıl boyunca Habeşistan’da kalırlar. Bu süreçte Allah onlara Muhammed, Abdullah ve Avn adında üç çocuk nasip eder (İslam Ansiklopedisi, Esma bint Umeys).

İKİ HİCRET

On dört yıl sonra Hayber fethedilir ve Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) izniyle Medine’ye gelirler. Aslında birçok kişi hicret etmiş ama Esma (Radıyallahu Anha) özel olarak hicretiyle anılan bir isim olmuştur.

Peygamber evine kavuştuğu için sık sık ziyaretlerinde bulunan Esma (Radıyallahu Anha) bir gün Hafsa annemize ziyarete gitmiştir. O sırada Ömer (Radıyallahu Anh) gelir ve Esma’ ya; “Biz sizi hicrette geçtik.” diye latife yapmıştır. Esma (Radıyallahu Anha), “Hayır Ya Ömer, öyle değil. Çünkü siz Resulüllah’ın ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanındaydınız. O aç olanlarınızı doyuruyor, cahillerinize de nasihat ediyordu. Fakat bizler, Allah ve Resulü uğrunda hicret edip ayrı kalmıştık.” diyerek karşılık vermiştir.

Bu konuyu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) açmadan içi rahat edememiş ve hemen gidip olayı O’na aktarmıştır. Kolay mıydı Resulullah’tan on dört yıl ayrı kalmak? Esma’nın üzüldüğünü fark eden Resulüllah (Sallahu Aleyhi ve Sellem) gönlünü rahatlatacak şu müjdeyi verdi:Ömer ve arkadaşlarının bir hicreti, sizin ise ey gemi yolcuları, iki hicretiniz vardır.” buyurdu.

Esma (Radıyallahu Anha) bu müjdeyi aldıktan büyük bir mutlulukla anlatmaya başlamıştır. Hicretini sahiplenişi, Habeşistan’ın ne kadar önemli ve farklı bir hicret olduğunu ümmete hatırlatmıştır. Bu olaydan sonra da ‘‘iki hicret sahibi’’  lakabı olmuştur.

ACI HABER

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Mute Seferi için bir ordu hazırlıyordu. Üç komutanı özel olarak seçti ve bu isimlerden biri Esma’nın eşi Ca‘fer (Radıyallahu Anh) idi. Bu hazırlık sıradan değildi; üç komutan da şehit olacak, ancak zaferle dönülecekti.

Resulullah(Sallallahu aleyhi ve Sellem), bu acı haberi vermek üzere Esma’nın evine geldi. Çocuklarla ilgilenip başlarını okşarken gözlerinden yaşlar süzüldü. Esma bu durumu fark edince endişeyle, “Ya Resulallah! Yoksa Ca‘fer hakkında bir haber mi geldi?” diye sordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “Evet, Ca‘fer bugün şehit oldu.” buyurdu.

Esma (Radıyallahu Anha), eşine çok bağlıydı. Yıllarca uzak diyarlarda birbirlerine destek olmuşlardı. Bu acıyla ağlamaya ve dövünmeye başladı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu uyararak, “Ey Esma! Artık boş söz söyleme. Ağzından kaba söz çıkmasın, göğsünü dövme,” buyurdu.

Kadınlar Esma’ya destek olmak için başına toplandılar. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eve gelip annelerimize yemek yapmalarını ve Ca‘fer’in ailesine göndermelerini söyledi. “Onlar yemek yapacak durumda değiller.” buyurdu. Bu, İslâm tarihinde cenaze evine gönderilen ilk yemek olarak kabul edilir.[1]

MÜ’MİN DURUŞU

Hayatın zorluklarına karşı hem dayanıklı hem de esnek bir karakter olarak görüyoruz kendisini. Kırılmadan bükülmüş; ama özünü asla kaybetmemiştir. Habeşistan’a gittiğinde “Şimdi ben burada ne yaparım?” karamsarlığına kapılmadan, kendini tıp alanında geliştirmiş ve Asr-ı Saadet’in en önemli tabiplerinden biri olmuştur. Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hastalığında ilaç vermiş ve vefatını tasdik edenler arasında yer almıştır.

Habeşistan’da görmüş olduğu tabut kültürünü, Asr-ı Saadet’te uygulayan ilk hanımdır. Bulunduğu yerde Allah için bulunmuş, orada öylesine durmamış; “Tam da burada Allah için ne yapabilirim?” sorusuyla hayatta kendine yer bulmuştur.

Ayrıca rüya tabiri ilminde de yetkindir. Bu konuda Ömer (Radıyallahu Anh) kendisine güvenir ve sorular sorardı. Deri tabaklama işinde oldukça başarılıydı; el emeğini ailesi ve Allah yolunda kullanmıştır. Vefat eden eşlerini yıkayan (gassal) hanımlardan biridir. Altmış hadis rivayet ederek, en çok hadis nakleden hanımlar arasında yer almıştır.

İslâm’ı muhafaza etme gayretiyle öne çıkan bu değerli hanımla Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) evlenmek istemiş, teklifi kabul edilerek nikâh kıyılmıştır. Bu evlilikten Muhammed bin Ebu Bekir dünyaya gelmiştir. Hatta bu çocuk Veda Haccı yolculuğunda doğmuştur. Doğum sırasında Esma (Radıyallahu Anha), eşini Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) göndererek ibadet durumunu sormuş; böylece nifas ve istihâza halindeki kadınların hacla ilgili hükümleri bu olayla bizlere ulaşmıştır.

Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) vefat ettikten sonra dört çocuğuyla dul kalmıştır. Bu kıymetli hanımı Ali (Radıyallahu Anh) himayesine almak istemiş ve bu evlilikten Yahyâ ve Avn adında iki çocukları olmuştur. Esma (Radıyallahu Anha), fedakârlığı ve gayretiyle öne çıkan nadide hanımlardandır. Allah ona cennetle müjdelenmiş üç kişinin eşi olma şerefini nasip etmiştir.

Hicretin 40. yılında vefat eden Esma (Radıyallahu Anha), bize yalnızca örnek bir hayat bırakmadı; aynı zamanda her müminin yüreğinde yankılanması gereken şu soruyu da miras bıraktı: ‘Allah beni bu hayatta nereye koyduysa, işte tam orada Allah için ne yapabilirim?’”

[1] Esmâ Bint Ümeys (A),(B) | Muhammed Emin Yıldırım (37.- 38. Ders)

https://www.youtube.com/watch?v=sG1jhKbOMu4

https://www.youtube.com/watch?v=P7JbZS7efAI

İlginizi Çekebilir

İlginizi Çekebilir